Bugün ve yarın Futbolcuların karakteristik özelliğidir; o anda başındaki teknik adam kimse, en iyisidir. Ama ayrıldıktan sonra yerine gelen de kendisini en iyi anlayandır. Eskisi ise anında tukaka olur. Eğer futbolcu ayrılırsa, bu sefer işler terse döner. O güne kadar "Kanını kesseler şu renk akacak" dedikleri kulüplerinin arkasından sallamaya başlarlar, aynı Kezman gibi! En kötü oynadığı günlerde bile taraftar onu bağrına bastı. Büyük saldırılara rağmen Zico kendisini sürekli oynatmaya çalıştı. Kulübünden parasını her daim tıkır tıkır aldı. Yani ne taraftara, ne teknik heyete, ne de yönetime söyleyecek bir şeyi yok. Ama Paris'e gider gitmez zehir zemberek konuştu. Konuştu da ne oldu? PSG'de takımı 1-0 galipken, vakit geçirilmesi için oyuna son dakikada alınan adam oldu. Fenerbahçe'de son yarım saatte içeri girerken şekil yapardı, baktım kuzuya dönmüş! Burada hiç olmazsa oynuyordum be Kezman, orada rezil oluyorsun. Hadi şimdi de PSG için konuş. Ama çok zor değil mi? Çünkü işin gerçeği, her futbolcu gibi sen de kulübünden ayrılmayı bekleyeceksin. Elbette bu arada her futbolcu derken, Tuncay, Ümit Özat gibileri ayırmak gerekir. Tabii kendimi de. Bu konuyu bir sonraki yazımda işleyeceğim.
***
Dün Samandıra'daydım, antrenmanı izledim. Futbolcularla konuştum, Volkan Ballı ile sohbet ettim. Biliyorsunuz bu sene sakatlıklara kafayı takmış durumdayım. Çünkü çok iyi biliyorum ki tam takım haline gelmiş eksiksiz bir Fenerbahçe ülkemizde rakipsizdir. Avrupa'da ise geçen seneki başarısının üstüne çıkar. Bu yüzden sizlere vereceğim müjdeli haberlerden dolayı sevinçliyim. Tümer, Hacettepe maçına hazır hale gelecek gibi. Dün düz koşu yapıyorlardı. Edu'nun MR'ında görülen gerçek, "Zorlarsa Hacettepe maçı ama olmazsa Porto'da oynar" şeklinde. Selçuk ve Emre zaten hazırlar. Vederson ile Deivid ise verilen sözden önce sahada olacaklar. "Ekim başında antrenmanlara çıkarız, ortasında da oynarız" diyorlar. Tabii bütün bunlar Allah korusun başka bir aksaklık yaşanmazsa olacaklar. Her zaman söylüyorum, yukarıda yazdığım futbolculara 3-4 takviye yapın, şampiyon olsunlar. Fenerbahçe'yi daha ikinci haftada Avrupa'da gruptan çıkarmayanlar, ligimizde ilk 5'e sokmayanlar, ileride mahcup olacaklardır. Hee, derseniz ki "Kardeşim biz bugünü yazıyoruz", doğru haklısınız. O zaman ben de size, "Siz bugünü yazmaya devam edin, bize de her zamanki gibi yarını yazmak düşsün" diye yanıt veririm.