Fenerbahçe adam öldürür!... Hiç ama hiç kimse Fenerbahçe'nin iyi bir takım olduğunu söylemesin. Eğer bu takım Şampiyonlar Ligi'ne kaldıysa bu ne yönetimin, ne teknik direktörün ne de taraftarın eseridir. Bu tamamen Şampiyonlar Ligi'nde oynamak ve dünyanın sahnesinde olmak isteyen futbolcuların eseridir. Sahada daha önce görmediğim bir 10 numara vardı. Adı Alex'miş. Aman Tanrım o ne futbolcu! Sahada basmadık yer bırakmadı. Tekmeye kafa attı. Top kaptı. Pres yaptı. En önemlisi 93 dakika yorulmadı. Bu futbolcuyu ilk kez izliyorum. Bir de Gaziantep maçında bir Alex vardı. Daha doğrusu yoktu! Pek sahada göremedik Sonra Maldonado diye biri vardı. Bu da nereden çıktı! Maç başlamadan önce Alex'in kendisi ile konuştuğunu gördük. Muhtemelen şöyle dedi Alex: "Bu maçta ya yatarsın ya da yırtarsın. Ayrıca bu Şampiyonlar Ligi maçı. Dünya TV'leri bu maçı defalarca yayınlar. İyi oynarsan sahneye çıkarsın, taraftarla barışırsın. Yoksa artık seni ben de kurtaramam..." Alex'i çok iyi anlamış. Adeta şov yaptı. Gol bile atıyordu az kalsın. Şimdi gelelim gerçeklere: Fenerbahçe bu futbolunu ligde tekrarlayamaz. Futbolcuların aklı Şampiyonlar Ligi'nde olacak.. Zaten kadro yetersiz. Düşünün orta sahada değişiklik yapıyorsun. Maldonado'nun yerine adam yok. Önder ile durumu kurtarıyorsun Uğur Boral'ın yerine giren Gürhan, bu yükü taşıyamaz. Sol kanada da adam lazım. Volkan'ın yedeği yok; kaleci lazım. Semih'in alternatıfi yok; forvet lazım. Emre'den istikrar bekleyenin aklına şaşarım. Böyle bir oynayıp üç yatar! Hele evlenirse, daha çok yatar! Tümer, ununu eleyip eleğini asmış. Kısacası Alex'e bir şey olursa orta saha yok.
Senna- Alonso Derken, Josico! Kazım Kazım'a akıl lazım. Çünkü aklı başında değil. Kendisini dev aynasında görmeye başlamış. Yazık! Edu'dan şüpheliyim, açıkçası Zico gittikten sonra "Fenerbahçe Zico'yu göndermekle hata yaptı" demekle keçeyi suya atmıştır. Lugano zaten istikrarlı bir şekilde kart görmeye devam ediyor! Kısacası dostlar... Şampiyonlar Ligi'ne kalmak hiçbir şey ifade etmiyor. Bu takım, 4 gün önce Antep karşısında tel tel dökülen takım. Kulaklarımda hâlâ sayın Aziz Yıldırım'ın kürsüdeki şu sözleri yankılanıyor: "Kimse merak etmesin, sezon açılışında hocamız, bir yerli (dışarıda oynayan), bir yabancı forvetimiz hazır olacak. Aurelio ile aramızda sorun yok...'' Sonuç: Senna, Xabi Alonso, Emerson derken, hiç tanımadığımız bilmediğimiz Josico geldi 33 yaşında. Takımında sezon boyunca 13 maç oynamış. Açıkçası bu Fenerbahçe korkutuyor. Hele hele Partizan maçının son 20 dakikasını hatırladıkça... İçime sinmedi.Sadece benim mi? Hayır! Etrafımdaki Fenerbahçelilerin bila istisna hepsi aynı tedirginliği yaşıyor Bu haliyle kalp hastası sevenlerini toprak altına göndereceği, sağlam olanları da kalp hastası yapacağı kesin
11 YTL'lik büyük sorumluluk Bu arada önemli bir konuyada değinmeden geçemeyeceğim. 2008-2009 sezonu Futbol Federasyonu Saha Komiserleri Derneği Semineri 23- 24 Ağustos 2008 tarihlerinde Futbol Federasyonu'nun Riva Tesisleri'nde yapıldı. Seminere, Türkiye'nin 58 il başkanı, eski futbolcular ve hakemler katılırken, Futbol Federasyonu'na bağlı olan bu derneğin seminerine maalesef Futbol Federasyonu'ndan hiç bir yetkili katılmadı. Bu da gösteriyor ki sahanın içinde (Gerçi çime basmaları yasak) hakemlerimizin her şeyine koşan, onların birinci derecede yardımcıları olan saha komiserleri, Futbol Federasyonu'nun umurunda değil! Üstelik federasyon milyonlarca dolarlık bütçelerle yönetilirken, saha komiserliği, maddi bir menfaat gözetmeksizin sadece 11 YTL karşılığında bu kutsal görevi yapmaktadır. Bunun içinde yol masrafı, yemek, içmek dahildir. Allahtan önümüz Ramazan, iftar çadırlarında doyarlar zavallılar! Hiç yakışıyor mu bu federasyona! Offff! Offfff! Deveye sormuşlar; 'Senin sırtın niye eğri?' Deve demiş; 'Nerem doğru ki.' Ben de diyorum ki eğrilik kader değildir. Estetik ameliyat var. Ne dersiniz Sayın Özgener.