İmparator Terim ve haddini bilmemek! Fatih Terim, bu şampiyonada kişisel egoları yüzünden Milli Takımımızı tam üç kez rezil ediyordu... Şampiyonayı televizyondan izliyorum... Fatih Terim maçları ne zaman kazandı. Rıdvan Dilmen, Erman Toroğlu ve Hooijdonk'un yorumlarını uyguladığı zaman... Boş ve egosu olan bir adam Terim... İlla Hamit Altıntop'u sağ bekte oynatacak... Bütün yorumcular bas bas bağırıyor... Hamit'in yeri orası değil... Yok... Hoca inat... Yeni bir şey yaratacak ya... Olmuyor işte. Burası senin deneme tahtan değil ki... Türkiye'nin başarı beklediği Milli Takım... Senin ne lüksün var Terim? Sen sükse yapacaksın diye biz niye rezil olalım?.. Olmadık... Allaha şükür... Ama niye?.. Yanlışından istemeye istemeye döndüğün için... Bir gün sonra basın toplantısı yapıyorsun. Gazetecilere ağzına geleni söylüyorsun. Kusura bakma haddin değil. Hocam sen kimsin? Kendini ne sanıyorsun? Türkiye'nin sahibi mi?.. Bir kere şunu bil: O maçları yanlışlarından döndüğün zaman kazandın. Çocukların yüreği kazandı... Televizyondan izliyorum. Neler görüyorum... İlk hatada yardımcılarına dönüp avazın yettiği kadar bağırıyorsun... Sonra stattaki TV ekranında kendi çirkinliğini gördüğün zaman şekil değiştiriyorsun... Ayıp denen bir şey var... Sen Milli Takım'ın liderisin... Saçmalama hakkın yok... Kısacası çeyrek final senin değil hakaret ettiğin yorumcuların tespitlerinin uygulanması sonucu oynanan oyunun eseridir... Ancaaaaak.... Sayın hocam, o kadar büyük bir ayıba imza attın ki... Bugüne kadar bekledim... TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği) sonra TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) bir kınama deklarasyonu yayınlasın... Ama ses çıkmadı... Çok ilginç... Hocam sen kimsin! Türk basınını, yabancı basın mensuplarının da izlediği basın toplantısında meslektaşlarımı aşağılıyorsun... Eleştiriyorsun... Fırça atıyorsun... Sen kimsin hocam! Bu çocuklar senin bir ayda aldığın parayı bir yılda kazanamıyorlar... Bu arkadaşlar çocuklarını dış ülkelerde bırakalım kendi ülkelerinde bile istedikleri okulda okutamıyorlar... Hocam 'Ekmek parası' nasıl kazanılır? Çalışarak, mesleğinde başarılı olarak... Mesleğinde başarılı olmak, iyi haber yapmaktır. Müdürler bunu ister... Ama senin umurunda mı? Yok değil. Sen, maçın kahramanı Hamit'tir diyememiş adamsın... Çocuk üç golün pasını vermiş. Ne zaman?.. Gerçek yerinde oynadığı zaman... Hocam sen dost musun düşman mısın? Dünya medyası önünde basını aşağıladın... 'Turnuva bitsin. Herkese hesap soracağım' dedin... Hocam soramazsın... Böyle bir lüksün yok! Sen tüm o basın mensuplarının maaşlı elemanısın... Böyle bir yetkin yok... İşine gelirse... Ya bu deveyi güdersin ya da istediğin yere gidersin... Benim güzel ülkemin futbol takımının başında bulunan ve sürekli (bana göre) futbolcularının ve yorumcuların doğru yolu göstermesiyle sonradan başarıyı bulan bir teknik adamın haddini bilmesi gerekir... Hocam yaşamda her şey var... Bir gün sana da kızarlar ve vezirlikten rezilliğe terfi edersin... O zaman ..ok attığın bu basın mensuplarına yalvarmak zorunda da kalabilirsin... Ayıp ettin hocam... İdam sehpası falan bunlar çok cahilce ve zavallıca laflar. İdam sehpası hayatın sonudur... Sen eleştirilerek, idam sehpasına boynunu geçirmezsin... En fazla 130 mudur nedir o paradan olursun... Senin kızdığın o basın mensupları, okuyucunun anlayacağı dilden konuşuyor. Okuyucular senin bir ayda kazandığını bir yılda hatta iki veya üç yılda kazanmıyor. Arz-talep olayı hocam... Çok ama çoook ayıp ettin... Ayıp.... Biraz hafif oldu ama..... Yazık... demek lazımdı.. Hazım... demek lazımdı....