Kaleciye güven Geçen yıl Faik Çetiner'in sunduğu Bizim Stadyum programına davetliydim. Yusuf Namoğlu, Sanlı Sarıalioğlu, İlyas Tüfekçi ve İpek Tanrıyar'la çok neşeli ve seviyeli bir program yaptık. Kaleci Volkan Demirel'in özel röportajı vardı. Çok iddialı konuşunca hoşuma gitti. "2 yıl sonra dünyada konuşulacağım" dedi, bu da hoşuma gitti. Ama bir sözü ilginçti: "Bize gereken değeri versinler!" Bunu derken biraz içerlemiş gibiydi. Sanki o değer verilmiyormuş gibi bir hava sezinledim. Herhalde böyle bir sözü ülkemizde söyleyecek son kaleciler Fenerbahçe'de görev yapanlardır. Buna Engin'ler, Rüştü'ler de dahildir.
Fenerbahçe, Schumacher'den beri neredeyse 20 yıldır kalesini yabancıya kapatan tek Türk takımıdır (Yalnız Almanya'dan Enke gelmişti. O da bir maç oynayıp 3 gol yedikten sonra ülkesine dönmüştü. Bu yüzden onu saymak gerekmez). Şimdi yerli kaleciye böylesine güvenen, böylesine kıymet veren bir kulübün kalecisi, bence gereken değerlerden hiç bahsetmemeli. Bir de "Lincoln gene aynı şeyleri yaparsa, ben de aynı şekilde aynı tepkiyi veririm" dedi. Bak Volkan, ne kadar haklı olursan ol, Lincoln ne kadar terbiyesizlik yaparsa yapsın, böyle bir tepki veremezsin. Böyle bir hakkın olamaz. Büyük fedakârlıklarla kurulmuş, milyonlarca taraftarı olan bir takımı sinirlendiğin için yalnız bırakamazsın. İlk önce Lincoln'e, sonra Koller'e yaptıklarından sonra aynı hareketi bir daha tekrarlarsan, büyük ihtimalle futbolculuk hayatının sonu olur. Sakın bize o günleri gösterme. Dediğin gibi, 2 yıl içinde bütün dünyanın alkışladığı kaleci ol ve bizleri bu şekilde gururlandır.