Parşömen Anadolu'nun Hıncal Uluç, Olimpiyat Oyunları'nın açılış törenini beğenmemiş ve eleştirirken, "Bütün Çin'i bir parşömene indirmişler. 'Biz kağıdı icat ettik. Bu kağıt sayesinde dünyada uygarlık doğdu, yayıldı' demişler. Törendeki her şey zemindeki parşömen kağıdının üzerindeydi" diye yazdı. Bilgisayar çağında kağıt vurgusunu bu kadar ön plana çıkarmak tabii ki eleştirilebilir. Ama ben başka bir şeyi düzeltmek istiyorum. Parşömen kağıt değildir, deridir. Parşömeni bulan da Çinliler değil, Anadolululardır, Bergamalılardır. Adı da zaten Bergama'dan gelmektedir. İnsanoğlunun ilk yazısı taş üzerinedir. Sonra Mısırlılar papirüsü bulmuşlardır. Bergama Kütüphanesi'nin, antik dünyanın bilim ve kültür merkezi olan İskenderiye Kütüphanesi'ne rakip olması üzerine Mısırlılar, bir su çiçeğinden üretilen papirüslerin Bergama'ya ihracını durdurmuştur. Bunun üzerine de Bergamalılar oğlak derisini işleyerek, kağıdın icadına kadar yazılı kültürün can damarı olacak parşömeni icat etmişlerdir. Parşömenin icadıyla birlikte Akdeniz dünyasının kalbi haline gelmeye başlayan Bergama Kütüphanesi'nin, Mısırlı casuslar tarafından yakılması da tarihin ilk kültür savaşıdır. Uzatmayalım, parşömenin Çin'le ilgisi yok. Çinliler kağıdı buldu. Olimpiyat Stadı'nın zeminini kaplayan da parşömen değildir.