Anlamak zor Aziz Yıldırım maç öncesi Belgrad Havaalanı'nda yine esti. Önce basın mensuplarıyla konuşan Selçuk'u azarladı, sonra da "Başkanım nasılsınız?" diye soran gazeteciye kısa ve sinirli bir cevap verdi: "Hiç iyi değilim!" Başkan Aziz Yıldırım'ın ne zaman neye kızdığını anlamak mümkün değil. Kavga edecek birini bulamazsa gölgesiyle kavga ediyor. Ama Partizan maçı başlayınca havaalanındaki görüntüleri düşünmeden edemedim. Acaba Aziz Yıldırım bir şeylerin kötü gittiğini mi hissetmişti? Yoksa başkanın kontrol edemediği siniri, takıma negatif enerji mi veriyor? Her ikisi de olabilir. Aziz Yıldırım gibi Fenerbahçe'yi anlamak da zor. MTK maçlarında müthiş beğenmiştim, Aragones'in Fenerbahçe'sini. Rakibini küçümsemeyen, disiplinli bir Fenerbahçe vardı sahada. Anlaşılmaz olan Fenerbahçe'nin Partizan'daki görüntüsüydü. Maça son derece donuk başlayan Fenerbahçe, özellikle maçın ilk bölümünde Partizan'ı sadece seyretti. Rakibini adeta üzerine davet eden Fenerbahçe, birinci bölgede son derece acemice işler yapıyor, ikinci bölgeden de hiçbir destek gelmiyordu. Halbuki kadro MTK maçlarındaki kadronun aynısıydı.
Transfer hızlanmalı Bir tarafta 30 milyon euro'luk vasat, en pahalı futbolcusu 3 milyonluk Lamine Diarra olan Partizan, diğer tarafta geçen sezon Devler Ligi'nde çeyrek final gören 110 milyon euro'luk Fenerbahçe. Fenerbahçe'de oluşan adeta gece ve gündüz gibi farkları anlamak gerçekten mümkün değil. Yine de maçın 2-0'dan 2-2'ye getirilmiş olması sevindirici. MTK karşısında derli toplu oynayan Fenerbahçe, nasıl bu maçta tanınmaz hale geldiyse, İstanbul'daki rövanşta da yine rahatlıkla kazanabilir. Ama ya sonrası? Bu öngörülmezlikle ciddi rakipler karşısında bu takıma güvenebilir miyiz? İnşallah "Aurelio gidince kıymete bindi!" diyen Aziz Yıldırım, defansif orta saha transferini bu performans sonrası hızlandırır.