10 gün sabredin İkinci hazırlık maçını da oynayan Fenerbahçe'de, eksikler gün ışığına çıkmaya başladı. 90 dakika boyunca dişe dokunur bir pozisyona girilememesi dikkat çekici. Sparta Prag hazırdı. Önünde oynayacağı maçın provasını yaptı. Eğer başarılı olurlarsa UEFA'ya katılacaklar. O yüzden maçı çok önemsediler. Şunu açıkça gördük ki Aurelio'nun yeri dolmamış. Selçuk, Deniz ve Maldonado Aurelio'nun yaptığı işi yapmaktan uzaklar. Sürekli yana ve geriye oynamaları insanı sıkıyor. Dolayısıyla top forvete gitmiyor ve pozisyon üretilemiyor. Topu dikine oynayanları, Aragones'in himayesine alması gerekir. Transferler bu düşünceyle yapılmalı.
Sistem yine aynı: 4-4-1-1 Eto'o'nun adı geçiyor, keşke gelebilse. Bir de Aurelio'nun boşluğu doldurulursa o zaman işin yüzde 90'ı halledilir. Uğur Boral, Gökhan Gönül, Colin Kazım rakibin üstüne gidip sıfır çizgisine inen futbolcular. Ortaları da güzel yapıyorlar. Ama ceza sahası içinde hücumda çoğalma prensibi uygulanmadığı için bu ortalar da boşa gidiyor. Yıllardır olduğu gibi yine Alex'in ayağına bakacağız. Şimdilik görüntü böyle. Güiza, Tümer ve Emre'nin gelmesiyle neler değişecek hep birlikte göreceğiz. Aragones'in elinde Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıkmış bir takım var. Bir tek Aurelio gitmiş. Bir kişi ile de çok şey kaybedilmemeli. Sparta Prag maçında sahada Zico'nun kurduğu bir takım ve Zico'nun uyguladığı bir sistem (4-4-1-1) vardı. O zaman soru "Ne değişti?" şeklinde olmalı. Maçtan bir gün sonra Volkan Ballı ile telefonda uzun uzun konuştum, kamptan bilgiler aldım. Volkan, çalışmaların çok iyi gittiğini ve takımın biraz yorgun düştüğünü söyledi; "Ayın 30'una kadar (MTK maçının olduğu gün) her şey hazır olacak merak etme" diye de ekledi.
Başkan seni satmış Fahri! Her zaman söylüyorum; Fenerbahçe'den gitmek isteyenler gider, kimse kimseyi zorla tutamaz. Zaten Tuncay da Aurelio da istedikleri için gittiler. Daha önce de ayrılırlardı ama bonservislerinin ellerinde olmasını beklediler ki kulüp para kazanmasın, o parayı da böylece menajerleri alsın. Bunun için Fenerbahçe'yi ağır şekilde eleştirenler, diğer kulüplerle hiç ilgilenmiyorlarlar. Mesala Beşiktaş'ta bir Fahri olayı yaşandı ki olacak gibi değil. Sinan Engin "Başkan seni Konya'ya satmış" dediğinde çocuğun dili tutulmuş. Sanki köle pazarı. Profesyonel Futbolcular Derneği bu konuda bir bildiri bile yayınlamadı. "Ayıptır" diyelim ve konuyu kapatalım!