Bu yıl, Turkcell Süper Lig'in yanında, diğer kategorilerdeki mücadeleler de nefes kesti. Olağanüstü bir futbol keyfi yaşadık. Yıllardır, işi gereği bu ligleri yakından takip eden bir spor yazarı, bilgi birikimine sahip biri olarak bu yılki heyecanı, geçmiş yıllarla kıyaslayamayacağımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Nefes nefese bir lig yarışı oldu. Yiğidin hakkını yiğide verelim. Federasyonun eski yönetimi, bu yıl uygulamaya koyduğu statü ile adeta bu liglere can verdi. Onlara aldığımız bu keyiften, yaşadığımız heyecandan dolayı teşekkür ediyorum. Şaibeli maç sayısı yok denecek kadar azaldı. Sebebi malum; herkes bir yarışın içinde. Bank Asya 1.
Lig'de, 18 takımın ilk ikisi (Kocaelispor ve Antalyaspor) doğrudan Turkcell Süper Lig'e çıktı; 3, 4, 5 ve 6. takımlar (Sakaryaspor, Diyarbakırspor, Boluspor ve Eskişehirspor) ise tarafsız sahalarda üçüncü takım olmak için kıyasıya maçlar yaptı. Bu takımları on iki takımın kovaladığı göz önünde bulundurulursa mücadelenin boyutu daha iyi anlaşılır. Geriye kalıyor son üç sıraya, düşme hattına girmeme mücadelesi. Bu şu demek: Herkesin bir başarı çıtası var, kovalayacağı hedef var. TFF 2. Lig maçları da keza aynı heyecan fırtınası içinde geçiyor. Yükselme grubunda, son maçlara kadar müthiş bir çekişme yaşanıyor. Karşılaşmalar keyifle seyredildi. Orada da ilk iki sırayı alan takımlar bir üst lige doğrudan çıkarken arkasından gelen 3, 4 ve 5. ekipler ile klasman gruplarından lider gelen beş takım önümüzdeki hafta sonu Konya'da kıran kırana maçlar yapacak. Heyecanın yeni adresi şimdi de Konya. Bu ligin klasman grubunda son iki sırayı alanlar 3. Lig'e düşecek. TFF 3. Lig, bu yıl zevkle seyredilen liglerden oldu. Üç takım doğrudan çıktı, dört ekip düştü, takip eden iki kulüp ekstra play of oynadı. Ligin bu statüde oynanması sadece adrenalinleri değil, maç kalitesini ve hedefleri de yükseltti. Tabii her sezon sonu çokça duyduğumuz şike ve teşvik lafları her zamankinden daha az duyuldu. Bu heyecan devam etmeli.