Sabri'nin kadro dışı kalması trajikomik bir olaydı. Bir antrenman bitiminde herkes duş almak için soyunma odasının yolunu tutarken, Sabri tek başına sahada kalmış, ayak içini geliştirmek için şut çalışması yapıyordu. Sabri'nin antrenman sonrası yaptığı çalışmayı gören Feldkamp, genç oyuncuya bağırarak, "Sen ne yapıyorsun orada? Gir içeri çabuk" diye
çıkıştı. Şaşıran Sabri, gençliğin de verdiği fütursuzlukla cevabını vücut diliyle verince kıyamet koptu. Kalli, torunu yaşındaki futbolcuya bağırıp çağırmaya başlarken, "Seni taraftarın önüne atarım" diye tehdit etmekten de geri durmadı. Florya'da bir süredir Kalli'nin itibarı sıfırdı. Futbolcular, kendilerini umursamayan, kadroyu çorba karıştırır gibi karıştıran hocaya karşı tepkiliydi. Ahmet Akcan, Lincon-Hakan Şükür krizinden sonra otoritesini iyiden iyiye yitirmişti. Bu genel ruh halinden gençler daha çok etkileniyor, politik davranmadan tepkilerini doğrudan doğruya gösteriyordu. Kalli de daha önce Sabri'nin "plakasını almıştı", şimdi cezayı kesiyordu. Ama Adnan Polat ve Adnan Sezgin'in araya girmesiyle Sabri'ye af geldi. Yönetim, sürekli birilerini göndermek isteyen hocaya yeni kurban vermek istemiyordu artık... Bir de basına yansımayan talipleri vardı Kalli'nin. Disiplinsizlik ya da verimsizlik nedeniyle hoca, Hakan Şükür, Hasan Şaş ve Ümit Karan'ın da gönderilmesini istemişti ki o Ümit Karan, sezon başında hocanın prensiydi...
