Ne ilk, ne de son Fenerbahçe galibiyetinden sonra şampiyonluğu bana göre garantilemiş olan Galatasaray seyircisi önünde son maçına bir şov, bir gösteri ve iyi futbol için çıktı. Bu tip maçlarda çok iyi oyun beklemek doğru değildi. Nitekim çok üstün bir oyun olmamasına rağmen olabildiğince sakin oynamaya çalışan Galatasaray, rakiplerine göre daha üstün yetenekli oyuncularıyla şampiyonluk maçında Ali Sami Yen Stadı'nı dolduran taraftarlarına hoş bir gece yaşattı. Bu maçın önemi o kadar fazla değildi. Asıl önemli olan kısıtlı imkanlarla, yararlanamadığı transferlerine ve ezeli rakibine karşı oldukça üst düzeyde bir fark olmasına rağmen böyle bir şampiyonluğu kazanmasıydı. Sene içinde yapılan bütün hatalara rağmen futbolcular tüm bu hataları düzelten bir 6 haftayla son noktayı koymasını bildiler. İnanılmaz zor maçları yürekleriyle, birbirlerine kenetlenmeleriyle bir yumruk gibi geçmesini başardılar.
Hedef Avrupa olmalı Mütevazı, camianın içinde uzun süredir bulunan, futbolcuların çok sevdiği ve bilimsel açıdan da Türkiye'deki en üst düzey teknik adamlardan biri olan Cevat Güler yönetimindeki teknik heyet, çeşitli kesimler tarafından aşağılanmasına rağmen duruşlarını hiç bozmadılar. Futbolcularla sarmaş dolaş, sevgi ve saygı içinde bu şampiyonluğu camiaya getirdiler. Galatasaray camiası futbolcularına, özellikle takım içindeki lider ağabeylerine ve bu teknik heyetine çok şey borçludur. Bu Galatasaray'ın ne ilk şampiyonluğu ne de son şampiyonluğu. Her zaman olduğu gibi vakur, onurlu ve abartmadan bu zaferi kutlamak tüm camianın beklentisi. Bundan sonra yapılacak iş yeni sezonu ve Avrupa'ya akıllıca hazırlanmak olmalıdır.