Tam da olayları yazdığımız bir haftada gündeme getirmemiz gereken en önemli konunun güvenlik olacağını düşündüm ve bu konuyu buraya taşıdım. Son olayları görünce bir futbolcuya, hakeme "Çıkın oynayın; oynatın beyler!" demek o kadar da kolay değil. Sadece polisiye tedbirler yeterli değil, çok ağır cezalar vermek ve caydırıcı çözüm üretmek, saha içi ve dışında "Güvendesiniz!" diyebilmek gerekiyor. Bu haliyle "Facia geliyorum!" diyor. Yalnız bu ceza, seyircisiz oynatma veya para cezaları şeklinde olmamalı. Bu cezanın caydırıcı olmadığı, olayları daha da tetiklediği artık herkesin hemfikir olduğu bir görüş.
Verilen ceza can yakmalı, acıtmalı! Üç beş futbol düşmanının yaptığı çirkinliği bütün sporseverlere teşmil etmenin de anlamı yok. Futbolun en önemli unsurunu, yani uysal seyirciyi, gerçek futbol seyircisini, futbol müşterisini futboldan soğutmamamız gerekiyor. Soruyorum: Maça çıkan rakip takım ve hakemin can güvenliği nerede? Siz, o insanların yerinde olsanız ne yaparsınız? Adeta 'Ölümle dans'a çağrı bizimki. Bu kadar korkunun, olayın ve şiddetin olduğu yerde maalesef sağlıklı bir futbol, maç keyfi, iyi sonuç alınamaz! Bu sezon biterken gelecek sezonun radikal ve kesin kararlarını, yaptırımlarını açıklamanın tam zamanı diye düşünüyorum; hem de en caydırıcı maddelerleKesin çözümleri, her yıl bir sonraki sezona erteleyerek çok kötü olaylara davetiye çıkardığımızın farkında mıyız? Korkarım, alacağımız kararlar, İtalya örneğindeki gibi çok acı sonuçların, can kayıplarının neticesinde telaffuz edilmez. Gelin, 'vah vah' demeden, bu acılar yaşanmadan aldığımız kararları açıklayalım. Renklere ve güce bakmayacağımızın güvencesini verelim. Biliyorsunuz, Süper Lig ve Bank Asya 1. Lig takımlarının saha dışı güvenliğini polis, saha içi güvenliğini özel güvenlik birimleri sağlıyor. İçişleri Bakanlığı, kendisine bağlı kolluk kuvvetlerini belli bir süre içinde sahalardan tamamen çekmeyi planlıyor. Bugün, devletin polisine saldıran öfkeli grupların, yarın özel güvenliğe ne kadar mukavemet göstereceğini, saldırgan olacağını düşünemiyorum bile. Söylemedi demeyin!