Bir beyefendilik abidesi70'li yılların müthiş golcüsüRenk aşkının para aşkından önde geldiği dönemin tartışmasız en iyi ve son iyi ismi. Fenerbahçe'ye transferi uğruna, "Hayır!" diyen kulüp başkanının bile kaçırıldığı, döneminin en parlak oyuncusu. Futbola, İstanbul Rumelikavağı takımında başladı ama Sarıyer onun gerçek yuvası oldu. Metin Oktay'ın keşfettiği fakat dönemin kabadayılarından birinin baskısıyla Fenerbahçe'nin yaldızlı sayfasına yıldız olan bir futbolcuydu. Onu, yaşasaydı en iyi merhum İslam Çupi anlatabilirdi. Rahmetle anıyorum. Kıvrak futbolunu, zekasını ve örnek sporculuğunu ustanın kelimeleriyle okumak hep bir keyif olmuştu.
Ortaokuldayken, hem de yazılı olacakları bir günde sınav kağıdını bomboş teslim edip, kendi ifadesiyle "futbola kaçan"; 1963 yılında Sarıyer'de futbola 'merhaba' diyen Cemil TuranO yıllarda 2. Lig'de oynayan takımında yükselmesi çok fazla sürmez, bir sonraki yıl A takımda oynamaya başlar. Onu keşfeden merhum Metin Oktay, tatil için gittiği Kilyos'ta bulup Mecidiyeköy'deki evine, oradan da Çeşme'ye götürmesine rağmen bir fırsatını bulup kralın yanından kaçar. Bu durumdan haberdar olan Sarıyer başkanı, kızgınlıkla onu İstanbulspor'a satar. Transferi adeta "hayat-memat meselesi" olur. Daha sonraki Fenerbahçe serüveni herkesin malumu. Çöküşten sonraki parlak dönem onun golleriyle başlar. Üç defa gol kralı, 44'ü A milli, 52 kez milli olmak ve Altın Şeref Madalyası almak onu unutulmaz kılmıştır. Biz de onu burada şerefle çerçeveliyor, upuzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz.