Ciddiyet Fenerbahçe, baştan sona son derece ciddiye aldığı ve rekor sayıda gol pozisyonundan yararlanamadığı bir maçı 3 farkla kazanmasını bildi. Maçın başında Kezman arka arkaya iki inanılmaz gol kaçırdı. Bilhassa kaçırdığı ilk gol Kezman'ın probleminin psikolojik olduğunun açık bir göstergesiydi. Bomboş kale önünde dünya kadar da vakti varken golü yapamadı. Ama daha sonra hiç düşünmeden yaptığı tek vuruşla harika bir gol attı. Burada Fenerbahçe taraftarını da kutlamak lazım. Belki de kulüp tarihinde hiçbir futbolcuya bu kadar sabır gösterilmedi, bu kadar destek verilmedi. Şu kritik dönemde farklı bir davranış takıma bir kötülük olacağının anlaşılan herkes farkında. Fenerbahçe'nin bu maçta puan kaybetmeyeceği Alex'in karşılaşma başladığındaki halinden belliydi. Müthiş istekliydi. Sarı kart riskine rağmen oyunun her anında vardı. Onun bu azmi diğer futbolculara da yansıdı ve ortaya çok iyi bir Fenerbahçe çıktı. İlk yarıda Kazım, 2. devrede de Uğur kanatları çok iyi kullandı. Deivid ve Marco orta sahada çok iyi top yaptı. Selçuk, ilk yarı biraz aksadıktan sonra 2. devre 4-4'lük oynadı. Edu-Lugano ikilisi, bir Avrupa maçı ciddiyetinde hiç hata yapmadan maçı tamamladı.
Kart da önemliydi Denizlispor'un katı savunma yapmaması da Fenerbahçe'nin bol pozisyon bulmasında bir etkendi. Fakat ileride çok adam bulundurarak ve Yusuf'u iyi kullanarak tehlikeli olabilecek hücum organizasyonlarında da bulundular. Fenerbahçe adına 3 puan kadar, bir hafta sonraki derbi öncesi kart sınırındaki futbolcuların kart görmeden maçı tamamlamaları da son derece önemliydi. Şimdi sıra şampiyonu belirleyecek karşılaşmaya geldi. Fenerbahçe'nin bu sezonki performansı ve kritik maçları oynamayı bilmesi gelecek haftaki derbiden istediği sonucu çıkarmasına yetecektir.