Teşekkürler Fener Maç öncesinde giderek tırmanan iyimser havadan etkilenme-meye çalışarak, kendimizi ve bizi dinleyenleri en kötüye hazırladık. Kaldı ki, kafamızdaki o en kötü bile farklı mağlup olmak değil; iyi mücadeleyle, onurlu bir skorla elenmekti. Chelsea rakibinin üzerine gittiğinde öldürücü bir takımdır. Rakip Real Madrid de olsa bu böyledir, İnter de, hatta Manchester United da. Kadıköy'deki ilk maçın ilk yarım saati, gerçek Chelsea'yi gösteren bir tabloydu. Ancak Chelsea o karşılaşmada büyük bir hata yaptı. Fenerbahçe'yi küçümsedi ve öne geçtikten sonra geri çekildi. "Fenerbahçe üzerime gelsin, yorulsun, nasılsa ileri çıkar atarım" dedi. Ne kadar büyük bir takım olursan ol, Fenerbahçe'yi üzerine çağırırsan sorun yaşarsın. Chelsea, Stamford Bridge'e bu dersi almış bir takım olarak çıktı. Ve maça da tahmin ettiğimiz gibi son derece hızlı başladı. Avram Grant, Drogba'nın iki tarafına son derece süratli ve etkili oyuncular olan Joe Cole ve Salomon Kalou'yu koyarak niyetini baştan belli etmişti. Hatta arkalarına Lampard ve Ballack'ı aynı anda yerleştirerek alabileceği tüm riskleri de almıştı. Zico da maça mümkün olan en cesur ve dengeli oyun düzeniyle çıktı. Kısaca iki teknik adam da doğruları yaptı.
Köşesinden döndüler Golü erken yemenin şokunu atlattıktan sonra, Fenerbahçe bizleri bir kez daha gururlandıracak bir futbol oynamaya başladı. Bu kez Kadıköy'deki gibi de olmadı. Zira Chelsea, Fenerbahçe'nin gücünün farkındaydı ve tam bir disiplinle savaşıyordu. Ama skora ve rakibe boyun eğmemeyi artık öğrenen Fenerbahçe, defansını orta sahaya kadar çıkardı ve Chelsea'yi, kendi stadında, kendi yarı sahasını uzun süreler savunmak zorunda bıraktı. Son yarım saate gol bulma zorunluluğu altında giren temsilcimizde, Zico'nun Kezman- Maldonado değişikliği de bir başka cesaret örneğiydi. Tek ön libero ve çift forvetli oyun düzeniyle Fenerbahçe kapasitesi dahilindeki her şeyi denedi. 82. dakikada önce Gökhan Gönül'ün, sonra Kazım'ın mutlak gol pozisyonlarında Chelsea'nin üçüncü kalecisi Hilario'nun inanılmaz kurtarışları da maçın hüzün verici kırılma anlarıydı. Hepsi bir tarafa da, bırakın Şampiyonlar Ligi'nde yarı finalin köşesinden dönmeyi, sadece dün akşamki futbol takımı profilinin verdiği gurur için bile teşekkürler Fenerbahçe!