Adalet ve alınteri Hakem hataları ya da hakem korkuları F.Bahçe lehine gündemi o kadar meşgul etmeye başladı ki dün Sivas- Beşiktaş maçının önüne geçti. Şampiyonluk iddiasındaki her iki takımın yöneticilerinden, futbolcularına kadar herkesin dikkati hakem Hakan Sivriservi'nin uydurma bir penaltı, sahada çift top varken 90+5'te oyunu başlatıp ofsayttan golle Kayseri'yi F.Bahçe'ye yendirmesine çevrildi. Bir nevi 'alınteri ve emeğin' bu kadar ucuza ayaklar altına alınmasına gösterilen tepkiydi. 'Kazanan' Fenerbahçe karşısında 'Mağdur' Kayseri'nin 3 puanının gasp edilmesi bize güçlünün zayıfı ezmesini, hak edenin bu ligde hakkını alamadığını bir kez daha gösterdi. Sorunların merkezinde, Sivriselvi ya da başka hakemlerin 'Güç' kimde ya da kimin elindeyse ondan korkarak düdük çalması var. Maalesef bazı hakemlerimiz bir nevi oto kontrol yapıyor ve bu da kararlarına yansıyor. Hakemler cesur olmadıkça bu tartışmalar daha çok olur.
Saha yakışmıyor 'Futbolumuz için adalet' diyebilmek ve onu korumak zorundayız. Hakkı yendiğinde dünyayı ayağa kaldıran F.Bahçe, haksız kazandığında da konuşabilme erdemini gösterebilmelidir. Aksi takdirde toplum nezdinde saygınlığı azalır, şüpheleri üzerinde barındırır. Sivas'ın sahası, bulunduğu yere ve ismine yakışmıyor. Bu zeminde oynayan her futbolcuya yazık. Adalet duygusunu yerleştirelim ama o kadar da önemli şu sahalarımızı Süper Lig'e yakışır hale getirelim. F.Bahçe maçında hakemlerin mağduru olsa da Beşiktaş dün Sivas'ta iyi oynarsa herkesi yenebileceğini gösterdi. Holosko ve Aydın'ın alkışlanacak performansının yanı sıra toparlanan Tello'nun iyi durumu da kazanılan 3 puan kadar Beşiktaş için önemliydi. Bundan sonra ne mi olur? Beşiktaş, İstanbul BŞB ve F.Bahçe maçlarındaki kaybettiği puanlar ve canını yakan yanlış hakem kararları nedeniyle dizini döver durur.