Adı bende saklı! Adı bende saklı biri, Beşiktaş-F.Bahçe maçından tam 5 gün önce yaptığımız sohbette "Derbiyi Yunus Yıldırım yönetecek ve Beşiktaş aleyhine çalışacak" ifadesini kullandı. İlk duyduğumda kulaklarıma inanamadım... Daha doğrusu inanmak istemedim. Ama o kadar önemli bir kişiden duydum ki bunları, kulak ardı da edemedim... İkili bir sohbet olduğundan ne kimseyle konuştum, ne de yazdım. Ama günlerce kafamı kurcaladı. İlk şoku perşembe günü yaşadım. Hakemler açıklandı ve Beşiktaş-F.Bahçe derbisini Yunus Yıldırım'ın yöneteceği resmileşti. İlk tepkim şuydu: Hadi hayırlısı! Derbiye sadece iki gün kalmıştı.. Kendimle çok çeliştim, yazsam mı yazmasam mı diye ama yazmadım... Pişman oldum mu? Asla!.. Fakat benim yerimde bir başkası olsa bunu yazar mıydı?... Sadece yazmakla kalmaz, tiraj ve reyting uğruna neler yapardı neler! Hele bilginin kaynağı da "garantili" olunca döktürürlerdi valla! Maç günü geldi çattı. Ne olacaktı çok merak ediyordum doğrusu... Neler olmadı ki... Görülmeyen taçlar, çıkmayan kartlar, verilmeyen penaltılar. Derbiyi yöneteceği günler öncesinden belli olan Yıldırım, görevini başarıyla (!) yerine getirdi.. Futbolda kazanmak da var, kaybetmek de. Gelin görün ki futbolda sadece "Tanrı'nın eli" yokmuş, "başka eller" de varmış... Ama onlar görünmezmiş! Şimdi diyeceksiniz ki: Derbi bitmiş, üzerinden günler geçmiş, sen şimdi bunları niye anlatıyorsun? Doğru aslında, şu anda herkes F.Bahçe-Chelsea maçını konuşuyor. Kusura bakmayın ben biraz geriden geliyorum... Ama çok güzel bir söz vardır: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste! Geçen haftanın kısa özeti şu; Alan memnun, satan memnun! Ya alıcı ve satıcı değişirse ne olacak? Haaa, unutmadan söyleyeyim. 32'nci haftadaki G.Saray-F.Bahçe derbisini Fırat Aydınus yönetecek!..