Chelsea şifresi Özel ekibim, uzun süren gözlemlerim ve incelemelerim yok. Ama sevgili doktor Gürkan Kubilay'dan önce Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde yıldızlar topluluğu İngiliz takımı Chelsea karşısında F.Bahçe'nin nasıl başarılı olacağı yönünde formülüm var. Aslında bunu hepimiz gördük ve biliyoruz. Nitekim sarı-lacivertli yönetim, hoca ve futbolcular Avrupa'nın bir numaralı takımı seçilen Sevilla karşısında bunu gösterdiler de... Bu bir sır da değil. Şartı; önce inanmak, sonra iyi konsantre olmak, rakipten korkmamak ve umutsuzluğa düşmeden sonuna kadar mücadele etmek. Çarşamba gecesi Abdi İpekçi'de oynanan F.Bahçe-Tau Ceramica basketbol maçında da bunu yeniden yaşadık. Sarı-lacivertli gençler; bileklerini, hırslarını ve becerilerini ortaya koyarak inatla savaştılar. Her maçta ortalama 90 sayıyla rakiplerini yenerek hiç mağlup olmadan İstanbul'a gelen İspanyol takımını 59 sayıda tutup, parlak bir zafer kazandılar. Bu galibiyetle de Euroleague'de son 8 takım arasına kaldılar. Hem de Solomon dışında öyle büyük starları olmamasına rağmen. Sanırım F.Bahçeli basketbolcuların bu başarısında Sevilla galibi futbolcuların gayretlerinin de rolü oldu. "Onlar yaptı, biz de yaparız" dediler, inandılar, yüreklerini koydular ve kazandılar. Bu genç takımın, ligde Türk rakipleri karşısında 8 yenilgiyle 4. olarak mücadele ettiklerini de göz ardı etmeyelim. 2 Nisan'da bu defa F.Bahçeli futbolcular basketbolcu kardeşlerini örnek almalı, daha önce de yaptıkları gibi canla başla mücadele ederek kozmopolit bir kadrosu olan ve kendilerini küçümseyen Chelsea'ye de gereken dersi vermelidirler. İnanmak ve çalışmak başarmanın yarısıdır ve sarı-lacivertliler de bunu yaşayarak ispatlamışlardır.