Zico'nun hediyesi F.Bahçe daha önceki maçlarda büyük üstünlük sağladığı A.Gücü'ne, liderlik şansını yakaladığı haftada puan kaptırdı. Aslında bir puanı biraz da kaleci Sedar'ın kurtarışlarıyla aldı. Az daha ikinci bir Bursa faciası yaşanacaktı. Bunun baş sorumlusu salı günkü Sevilla rövanşını düşünerek 7 eksiği olan takımı bir de Aurelio ve Deivid'ten mahrum bırakan Zico'ydu. A.Gücü, F.Bahçe'nin gol ayaklarının başına ikişer sert adam koyarak rakibini durdurmayı amaçlamış ve bir puanı hedeflemişti. Fırsat bulunca da kontrataktan gol atmayı umuyordu. İki takımın da kontrollü oynadığı ilk yarıdan sonra Zico'nun orta alanı büsbütün zayıflatmasıyla ev sahibi takım son bölümde çok tehlikeli kontrataklar yaptı. Ama 6 ay sonra kalesini teslim alan Serdar'ı geçemedi. Oysa maçın başında görünen şey F.Bahçe'de Kezman ve Alex'in yalnız kaldığıydı. Defansın önünde ön libero oynayan Selçuk görevini yaparken, orta sahada ataklara yön verecek Kemal başarılı olamayınca A.Gücü kalesinde tehlike yaratılamadı.
Batman'da verilmiyor mu? Bütün eksiklere rağmen ikinci yarıda Aurelio oyuna girse bu eksiklik giderilecek ve F.Bahçe oyuna ağırlığını koyacaktı. Ama Brezilyalı hoca oyuna İlhan ve Ali Bilgin'i alarak kadroyu Bursa'ya karşı çıkan şekle çevirdi. Böylece kaleci Serkan belki de hayatında ilk kez bir maçı şut kurtarmadan bitirdi. Geçen defa da yazmıştım, "Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir." Bursa karşısında kupa maçını düşünerek 3 puan kaybettiren Zico, bu kez de Sevilla'yı düşünerek 2 puan kaybına neden oldu. Bu kayıplar olmasa belki de F.Bahçe 5 puan farkla liderlik koltuğuna oturacaktı. Maçın hakemi Halis Özkahya'ya sormak lazım: "Acaba ceza sahası içinde formasından çekilerek yere indirilen futbolcular lehine Batman'da faul çalınmıyor mu?"