Temiz lig isteyen uyanık davransın! Görünen o ki, ligin tepesindeki dört takımın da şampiyonluğa inancı tam. Beşiktaş yılların özlemini sonlandırmak için koltuğa yapışmaya çalışırken, Fenerbahçe yıldızlarına, Galatasaray homojen yapıya sahip kadrosuna güvenip saldırıyor. Ligin rengi Sivasspor ise "Tarih yazabilirim" motivasyonuyla asılıyor şampiyonluk arabasına... Herkesin kendini şampiyon olarak gördüğü aşikâr. Kaybetmeyi düşünen, kendini ve camiasını buna hazırlayan yok. İşin kötü tarafı da bu. Birileri bu ligden sadece bir şampiyon çıkacağını dört kulübe de anlatmalı. Bu yazının amacı da bu acı gerçeği hatırlatmak. Şampiyonluğa hazırlananlar, şampiyonluğu kaçırmaya da hazır olmalı. Malum, böyle atbaşı giden yarışlar adrenali çok yükseltir. Başarısızlığı hazmetmeye hazırlanmayanlar yüzünden bir çok sezon sonu olduğu gibi yine kaos ortamı yaşanabilir. Bunun yaşanmasını istemiyorsak hep birlikte uyanık olmalıyız. Kim hakemleri etkilemeye çalışıyor, hangi hakem hata, hangisi "yanlış" yapıyor, PFDK ve Tahkim kurulları adaletle hükmediyorlar mı, bunlara dikkat etmek adaletli yarış isteyenlerin boyun borcudur. Öte yandan keser gibi kendine yontmayıp Türk futbolunun marka değerini de düşünen "gerçek yöneticilere" de büyük görev düşüyor. Onların ilk işi camialarını şampiyonluğa hazırlamak olabilir ama en az o kadar önemli olan bir diğer görevleri de, muhtemel başarısızlığı göz önünde tutmak olmalıdır. Biliyorum ki bu konuda ne kadar uyarı yaparsak yapalım terzi bildiğini dikecek, hepimizce malum bazı yöneticiler de bildiğini söyleyecek. Şampiyonluk gelirse her zamanki gibi "Biz başardık" diyecekler, gelmezse rakiplerle başlayıp, hakemlerle bitirecekler feryatlarını. En uyanık olanları ise işlerine gelen haftalarda ağır hakaretlerle hakemleri baskı altına almaya çalışıp lig sonunda, "Bizim de hatalarımız oldu, agresif açıklamalar yaptık" diyerek sözüm ona fair-play bayrağı taşıyacaklar. Dahası bir kez daha korku imparatorluğu kurup, "Yine başardık" diyerek bıyık altından ksıs kıs gülecekler, haktan, hukuktan, hakem kıyımından bahsedenlere. O nedenle, kırık kalemlere, kör gözlere sözüm yok, özünde hâlâ gazetecilik kalanlara, adam gibi şampiyonluk yarışı isteyenlere diyorum ki; 'Uyanık olun, gerçekleri görün ve yazmaktan korkmayın. Unutmayın, bu futbol bizim, onların değil!'