Başlangıç olsun Kuralına göre oynadı, kazandı Trabzonspor. Hocam bu sefer artı puan aldı bizden. "Dibe demir atmış Kasımpaşa" deyip hep "hücum" oynamadı. Belki de ilk defa takım olarak savunma yaptı Trabzonspor. Tehlikenin geldiği tarafa önlem aldı. Topa sahip olduğu anlarda eskiden farklıydı. Çabuk ayağa paslarla çıkmayı zorladı. Çoğu zaman da başarılı oldu. Ersun Yanal hoca değişiyor galiba! Futbol felsefesine saygı duyuyorum. Fakat en üst basamağından başlamıştı. Herkesin hücuma katılması hoş. Son ana kadar tempo! Hiç alan bırakmadan rakibe hata yaptırıp sonuç almak güzel, ancak yapabilen için. O dönem uyarmıştık. "Bu elbise bu bedene bol" deyip gerekçeleriyle anlatmıştık. Hedeften koptu bu basamağa indi belki de hocam.
Basamaklar adım adım! Sakın yanlış anlaşılmasın. "Teknik direktör Ersun Yanal başaramaz" demiyorum, basamakları adım adım çıkmasını tavsiye ediyorum. Hocam da çok iyi biliyordur; yükselmenin birinci kuralı "takım savunması"dır. "Zayıf rakip" sözünü hiç dikkate almıyorum. Oyun şablonunun öneminden bahsediyorum. Ondan sonra yeterlilikleri konu edebiliriz. Maç kazanmada "kalecinin rolü"nü tartışabiliriz. Dörtlü savunmayı, orta sahayı, forveti tek tek analiz edebiliriz. Bir iki kişinin futbolunu her birine mal edemeyiz. O mantıkla forma giyecek futbolcu kalmaz. Değirmene döndürürüz bünyeyi. Açabiliriz konuyu; şu kadronun hiçbirine kıyamam aslında. Oynuyorlar da nitekim. Ederini sorarsanız "yardımcı rol" derim. Her bölgeye bir ast solist olsun isterim. Taffarel, Popescu, Hagi'nin Galatasaray'a katkısını örnek gösteririm. Hakem Özgüç Türkalp dünkü maçta iyi bir yönetim gösterdi.