Kim kazanır? Türkiye'nin şu anda Kuzey Irak operasyonundan sonra hakkında en çok yorum yaptığı konu, "Var mısın, yok musun?" isimli yarışma... Farklı bir formatı var... 24 yarışmacının yer aldığı, bir bölümü stüdyoda, büyük bölümü ekranları başında milyonlarca izleyici, bir yapımcı-sunucu ve bir bankacının (Kameraman olduğu iddia edilen ama yalanlanan) işin içinde olduğu; kaba tabiriyle "Oturduğun yerden para kazanılan" bir şov... Şimdi, "Nereden çıktı bu, ne alaka?" diyeceksiniz.. Demeyin, benzerliklere bakın! Bir futbol maçı düşünün... Saha içinde kimler var; oyuncular ve hakemler, toplam 25 kişi.. Yani "yarışan sayısı"sıyla aynı sayılır! Bu maçı izleyenler kimler.. Bir bölümü tribünde, büyük bölümü ise ekranları başında olmak üzere milyonlarca sporsever!.. Yani "izleyicilerin" durumu da aynı! Peki başka kimler var.. En başta TFF elbette... Yani "yapımcı-sunucu!" Ardından PFDK, yani bir nevi "ceza ya da ödül" mekanizması! Yani bankacı! Aradaki en önemli fark ise şu: Birinde oturduğun yerden para kazınıyorsun, diğerinde biraz koşmak gerekiyor, o kadar! Çok sevdiğim bir söz var: Sevgi emek ister!.. Bence, başarı da emek ister... Bazen şansınla kazanırsın; bazen çok çalışarak, ter dökerek! Bazen şansın yaver gider, kazanırsın; bazen çok çalışsan da kazanamazsın! Bazen şansının da yardımıyla başarılı olursun; bazen çok çalışsan da emek hırsızlarının kurbanı olursun! Yarın İnönü'de şampiyonluğun iki adayı karşı karşıya gelecek Biri zirveden inmemeye, biri ise zirveye çıkmaya çalışacak! Özetleyecek olursak; Oturduğu yerden kazanmak isteyen, kesin kaybedecek! Şansı daha fazla olan sevinecek, diğeri üzülecek! Peki çok çalışan, ter döken, hak eden kazanacak mı? Emek hırsızlarının ruhsal durumlarına bağlı!.. Var mısınız, yok musunuz?