İki derbi arası Rizespor karşısındaki Beşiktaş bir insanın uykudan yeni uyanmış halini andırıyordu. İnanın bana, siyah-beyazlı oyuncuların kupadaki hallerini anlatmanın en kestirme yolu bu. Güneş mi çarptı, günün o saatinde dinlenmeye alışık olan vücutlar mı tekledi bilemem ama kiminin başı döndü, kiminin ayakları yan bastı kimi de bildiğini unuttu sanki. Hal böyle olunca kupaya veda etti Kartal ve elde kaldı lig. Ne kadar elde kalıp kalmadığı da bundan sonraki haftalarda ortaya çıkacak. Bu anlamda Beşiktaş'ın ilk hedefi Galatasaray engelini geçmek olacak doğal olarak. Peki Kartal bu haliyle Aslan avlayabilir mi? Aslında avlayamaz, daha doğrusu "normal bir Galatasaray'ı" yenemez ama Cimbom da anormal. Kalesinde kalecisi olmayan, sekiz kişi kalan Fenerbahçe önünde bile zor durumlara düştüler. Üstelik şimdi bir de zafer sarhoşu pozisyonundalar. Deyim yerindeyse Aslan tam kıvamında. Beşiktaş biraz kendi gibi oynarsa kolay kazanır. İşin ilginç tarafı kupadan sonra ligde de bir derbi yaşanacak olması bize biraz fazla gelebilir. Yeni bir Cüneyt Çakır örneği çıkıp, stadın etrafından geçenlere dahi kart gösterirse zaten yay gibi gerilen futbol ahalisi çatır çatır çatlayabilir. Üstelik lig yarışı kupaya da benzemez. Burada olmak ya da olmamak meselesi var. Dolayısıyla Bünyamin Gezer çok dikkatli olmalı. Onu atayan MHK'ye güvenim tam. Hem Oğuz Sarvan hem de hakem atama işlerinden sorumlu Yüksel Okçuoğlu adaletli insanlardır. Böyle bir MHK yönetimindeki hakemler de sinyal beklemez, hata yapar ama yanlış yapmaz. O nedenle ben derbide düdük çala cak Gezer'e "Gördüğünü çal ama abartma. Maçı ön plana çıkar kendini değil" diyorum.