Aslan yürekli Türk çocukları Ali Sami Yen Stadı'nda dün gece güzel gollerle dolu futbol resitali vardı. Teşekkürler aslan yürekli Türk çocukları. Galatasaray takımında sahada A'dan Z'ye Türk oyuncuları vardı. Yanlış anlaşılmasın, ben yabancı düşmanı değilim ama Türk oyuncusunun iki maçtır neler yapabileceğini herkese gösterdi bu futbolcu kardeşlerimiz. Lincoln, Song ve Linderoth'suz da olabileceğini gördük. İkinci yarıda sadece Lincoln vardı yabancı olarak. Ancak Galatasaray'da forma artık pahalı, herkese duyurulur. Galatasaray maça çok iyi başladı. Nitekim arzulu ve baskılı oyunu biz Fenerbahçe maçından hatırlıyoruz. Futbolcu kardeşlerim kaldıkları yerden devamını uygun görmüşler, bize söz düşmez.
"İşte gol" dedirten an Maçın daha başında 'bu 90 dakika gol sağanağı altında geçecek' diye içimden mırıldanırken 7. dakikada mükemmel bir futbol organizasyonu seyrettik. Ümit'in ortasında Hakan Şükür'ün asisti ve Barış'ın akıl dolu vuruşu bize "İşte gol" dedirten anı yaşamamızı sağladı. Erken açılan sinema perdesi gibi bu gol de sahnenin 'gong' sesiydi. Vestel Manisa takımı sanki korku filmine gelmiş ve kâbus dolu gece başlamıştı onlar için. Galatasaray, sahadaki taktik anlayışı ve saha paylaşımı olarak her alanda üstündü. Kombine ataklarda ve kanat organizasyonlarında da modern ve güzel futboldan ders verdiler. Bilhassa sağ kanatta Uğur-Barış ikilisi gollerin baş aktörleriydi. Sarı-kırmızılı takıma adeta sihirli bir değenek değmiş. Birlik, beraberlik ve takım ruhunu üst düzeyde gördüm. Genele baktığımızda kalede Orkun ligimizde en az gol yiyen kaleci ama yine güven vermedi... Defansif anlamda kademe anlayışı oturmuş diyemeyiz. Emre yeni gelmesine rağmen çabuk adapte olmuş bir görüntüde. 65. dakikadan sonra yenilen gollerde defansif hatalar, kaleci hatası ile birleşince Vestel Manisa attığı gollerle moral buldu ve farkı azalttı. Galatasaray'ın oyundan düşmesi ile bu dakikalarda oyun üstünlüğü Vestel Manisa'ya geçti. Orta alanda Mehmet Topal'a ayrı bir paragraf açmak lazım. Bravo Mehmet, üstüne düsen görevi yapıyorsun... Topları süpürge makinesi gibi kapıyor, paslarını basit yoldan vererek arkadaşlarına destek sağlıyorsun.
Gençlerin önemi Barış sahanın her yerinde vardı. Maça damga vuran isimlerin başındaydı. Serkan da çok çalıştı. Bu gençlere çok dikkatli bakalım ve önemseyelim... İlerleyen yıllarda bu oyuncular ülkemizde çok işler başaracaklardır. Arda'ya gelince... Benim arzuladığım ve beklediğim Arda değildi. İnişli çıkışlı bir grafiği var. Bu ona yakışmıyor. İkinci yarı oyunda hiç yoktu. Arda'ya yakışanı beklememiz ve istememiz, ona olan güvenimizden. Hakan Şükür-Ümit Karan ikilisini anlatmaya gerek yok... Onlar gol için yaratıldılar. Böyle defansları yakalayınca leblebi gibi goller atarak keyif verdiler. Vestel Manisa'ya gelince... Bana Antalyaspor'un geçen senesini hatırlatıyorlar. Umarım sonları da öyle olmaz. "Dere geçerken at değiştirilmez" ata sözünü hatırlıyorum. Dağınık ve hatalarla dolu defanslarında ne kademe var ne adam paylaşımı. Sadece Vestel Manisa'nın golleri var. Ne oynadıklarını sanırım kendileri de çözemediler. Manisa takımının oyuncularının bu maçta yorulduklarını sanmıyorum. Ne koşu ne de kazanma hırsları var. "Kaybet ama mücadele et" sözcüğünü kulak ardı etmemeliler. Tehlike kapılarında!..
Taraftar damgası Sonuç olarak hafızamızda kalan; Ali Sami Yen'de hava açıktı ama gol yağmuru vardı. 9 adet gol ve 12. adam olarak coşku ve destekleri ile Galatasaray seyircisinin geceye damga vurmasıydı. Not: Bugün Galatasaraylı Sporcular Derneği'nin başkanlık seçimi var. Tüm Galatasaraylı sporcu arkadaşlarımın Cengiz Özyalçın başkanımızın isminde birleşmelerini ve desteklemelerini arzu ediyorum.