Spor sayfalarını da okumuyorum Kazım (Kanat) ağabey, köşesinde Fotomaç'a yazdığınızı belirterek, "Spor gazetelerini elime bile almıyorum" sözünüzü eleştirdi. Bu konudaki sözlerinize açıklık getirmek ister misiniz? Eksik o lafım. Gazetelerin spor sayfalarına bile bakmıyorum ben. Orada belli insanların, imzaları varsa, belli günlerde, o yazılarına bakıyorum. Onun dışında ben gazetelerin spor sayfalarına bakmıyorum. Çünkü gazetelerde spor sayfaları yok, gazetelerde futbol sayfaları da yok, gazetelerde Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş sayfaları var ve gazetelerde genelde bu kulüplerin amigo yazarlarının yazıları var. Ve bu kulüplerle ilgili, sözüm ona taraftarı coşturacak, asparagas, atmasyon, Allah'ın günü transfer haberleri yapılıyor. Taraf gazetesi her gün Türk medyası tarafından transfer edilen adamların listesini yazıyor. Bitmez tükenmez bir liste oldu. Dünyada futbolcu kalmadı, herkes Türkiye'ye getirildi. Türkiye'de gazeteler kirli, fizik olarak kirli. Çünkü çok kötü mürekkeple basıyorlar, ellerim simsiyah oluyor. Ben 'spor gazetesi, spor sayfası' diye ellerimi niye kirleteyim, simsiyah edeyim. Sonra git sabunla yıka ki o sayfaların kiri elinden çıksın. Sevgili Kazım'a bir tek şey söyleyeceğim; Geçen pazar günü saat 10 buçukta ben televizyonun başından, gece 22.00'de kalktım. 11 buçuk saat... Avustralya Açık finalini seyrettim, ardından Fenerbahçe maçını, bitti Avrupa Artistik Patinaj Şampiyonası gala gösterileri başladı, seyrettim. Bitti Galatasaray maçı başladı, Galatasaray maçının devre arasında Dünya Golf Şampiyonası'nın final vuruşlarını seyrettim. Döndüm, Galatasaray maçını seyrettim. "Abi Nihat'ın maçı başlıyor saat 22.00'de" dediler, "Kapatın, yeter..." dedim. 11 buçuk saat, benim pazar günkü hayatım. Bu Kazım Kanat'ın "Sen bunları aşağılıyorsun" dediği spor gazetelerinden bir tanesinin müdürünün, bir tanesinin spor yazarının ya da bu gazetelerdeki herhangi bir spor muhabirinin yaşamında şöyle bir pazar günü varsa eğer ben o gazeteden özür dileyeceğim ve o gazeteyi elime almaya, okumaya başlayacağım. Hıncal Uluç'un sporculuğu bu. Bu sporculuğu yansıtan gazeteyi okurum. Yansıtmayana elimi sürmem. Tekrar söylüyorum, yazdığım eksik, sadece spor gazetelerini değil, ben gazetelerin spor sayfalarını da ellemiyorum, 'ellerim kararmasın' diye.