İş bilenin... Edu ile Lugano'ya önde bas, savunma çıkışını engelle, gol at" diye düşünüyordu Sivas. "Bone tak, kulakları koru ki donarak düşmesin, sonra nasıl olsa kazanırım" da Fener'in düşüncesiydi. İkisi de 3 puan heveslisi olunca, oyun tempolu başlıyor, 6 dakikada 3 tehlikeli Fener kafası bu maçta "Soğuğu ye ama 3 puanı kafanı kullanarak al" isteğinin sonucu oluyordu. Yalnız Sivas'ın vurdurduğu bu kafalar daha sonra olacakların bir ön belirtisiydi adeta. İlk 10 dakikada yediği baskı nedeniyle uzun oynayıp, önde Semih'in yalnızlığında topları kaybeden ama 15. dakikadan sonra Sivas'ın 4-3-1-2 taktiği nedeniyle boş bıraktığı kanatları sarı-lacivertliler mükemmel kullanıyor, lig standartının üstünde orta yapıyordu. Bunlara, etkili kafa vuruşlarını da ekleyen Fenere'e karşı Sivas'ın hatası, çift forvet arkası Mohammed gibi savunma yapamayan bir adamla oynamaktı. Sonunda da maç başından beri deplasmandaki en iyi futbolunu oynayan Fener, önünde savunma yapan adam olmayan Hayrettin'in oynadığı kanattan gelen iki topla "maç başından beri pozisyon ve zamanlama hatası yapan" Sivas savunmasına iki kafa golü atıyordu. Bu gollerde rakip ceza alanında, Avrupa standartlarının bile üstünde, gol anında dört ya da beş adamla bulunabilen Fener, aslında "etkili tek golcü" formülü yerine tüm takımın gole yöneldiği riskli ama modern bir formülü ilk yarıda başarıyla uyguluyordu.
Tecrübe farkı Rahat oynayıp iki gol kaçırdığı ikinci yarının başında, Fener'in yediği gol iki takımın hocasına da sol kanatlarına takviye gereksinimi duyurunca, Devran-İlhan, Uğur-Vederson değişiklikleri gerçekleşiyordu. Ama oyunu çözen "sol çözüm değil" bana göre böyle bir sahada riskli olmasına rağmen, Semih'in yerine Kezman'ın alınması oluyordu. Riski kazanan Zico olunca, Sivas'ta oynadığı 900 dakikada sadece 3 gol yiyen kırmızı-beyazlılar, 5 dakikada Batman'dan 2 gol yiyerek hem istatistiklerin, hem de haftaya santrfora kimi koyacağını düşünen Zico'nun kafasını karıştırıyordu. Bu maçın gösterdiği gerçekler; Türkiye liginde şampiyon olabilmek için öncelikle kurumsal kimliğe, tecrübeye, kanıtlanmış yıldız oyuncu kavramına ve de iş bilir oyunculara sahip olmanın ne denli zorunluluk olduğu idi.