Hıncal Uluç haklı mı? Avrupa futbolunda kalite düştü mü? Hıncal Usta "Avrupa futbolunun kalitesi düştü. Bu nedenle Fenerliler tur atladıklarına sevinmesinler" demiş. Bu kadar okunan bir yazar, böylesine iddialı bir şey yazınca ben de merak ettim elbet. Sahiden Avrupa futbolunun kalitesi düşük mü idi bu sene? Hıncal Uluç usta bunu neye dayanarak söylemiş olabilirdi? "Sizin fikriniz nedir?" diye sordular? Ben de her zaman ki gibi gözlemlerim ve bilgilerimin yanına, yaptığım araştırmaları da koydum... 1) Önce, liglerin liderleri ile son sırasındaki takımlar arasındaki puan farkına baktım. Burada sonuncu takımları almadım. Çünkü hemen her ligde çok kötü ve deyim yerinde ise o lige yakışmayan bir takım vardı. Bu fark aslında ligin genel durumu hakkında bir fikir verebilirdi. Bu puan farkında geçen yıl ile bu yıl arasında anlamlı bir fark yoktu. Hatta Fransa ve İtalya'da üstteki ve alttaki takım arasındaki puan farkı daha da azalmıştı. 2) Bir başka araştırdığım nokta ise ilk 5 takımın puan aralığı idi. Yani; kafaya oynayan takımların aralarındaki fark ne kadar azsa mücadele o kadar sıkı ve kaliteli olurdu. Bu açıdan bakınca da bu sene İtalya, İngiltere ve Fransa'da bu makasın daraldığı görülüyordu. 3) Tüm bu matematik değerlerin dışında analiz ederek seyrettiğim onlarca maça döndüm tekrar. Hıncal usta tüm bu rakamların dışında "acaba oyunun genelinden mi zevk alamamıştır?'' diye tekrar inceledim. "Gol sayısının kısırlığı konusunda mı sıkıntı duymuştur?" diye merak ettim. Ama görülen oydu ki bu sene Fransa dışındaki liglerde gol ortalaması daha yüksekti. 4) Bir başka kriter olarak da ilk 5'teki takımların son 5'teki takımlara verdiği puanlara baktım. Yani tabandakiler, tavandakilerden ne kadar puan çalabiliyorlardı? Alttaki takımlarla üstteki takımlar gazozuna mı oynuyordu? Burada da Fransa hariç, hemen her ligde rakamlar yakındı. Tepedekilerle aşağıdakilerin oynadığı maçlarda puanın yüzde 90'ını tepedekiler alıyordu. Ama bu değerler geçen yılda böyle idi. 5) Hıncal ustaya zevk vermeyen şey belki de maçların pozisyon yönünden kısır geçmesi olabilir diye düşündüm. Kubilay Analiz Ekibi'nin verilerinden girilen GOL POZİSYONU sayısına baktım. Usta bu konuda biraz haklı idi. Geçen yıla göre gol pozisyonu sayısı yüzde 6 azalmış görünüyordu. Buna neden ise takımların genel oyun formatları idi. Bu sene büyük bir değişiklik yoktu geçen seneye göre. Yani geçen yıl maçların yüzde 71'inde çift ön liberolu oyun sistemi uygulayan takımlarda rakam bu sene de aynı idi. Bu konuda usta haklı idi. Bu yapı savunma futbolunu ön plana çıkarıyordu. 6) Bunlar da yetmedi. Belki seyirci de Hıncal ağabey ile aynı fikirdedir ve bu nedenle maçlara gelmiyordur diye düşündüm. Tepedeki takımlar ile alt sıralardaki ekiplerin sattığı kombine ve toplam bilet sayılarına da baktım. Geçen seneye oranla bu sene yüzde 4'lük bir artış söz konusu idi. Yani seyirci halinden son derece memnundu. Ya da her şeye rağmen maçlara gelmeye devam ediyordu. Tüm bu araştırma ve sonuçlardan sonra Dr. Gürkan diyor ki; sanırım Hıncal ağabey, 1-9-1 oynayan Yunanistan'ın 2004 Avrupa şampiyonluğu ile başlayan, sonra da 2006 Dünya Kupası'nda en çok gol atan takım olan İspanya'nın yarı final bile oynayamadığı, buna karşın "EN AZ GOL YİYEN 2 EKİP" olma özelliklerinden dolayı İtalya ve Fransa'nın finale kaldığı süreçteki 'SAVUNMA TEMELLİ FUTBOL'a kızmakta. Hücum felsefesinde takımların en az üçte ikisinin tek forvetli oyuna dönmesini kabul edememekte. Bu konuda haklı. Yani; futbolun sıkıcı tarafının arttığı yadsınamaz bir gerçek. Ancak bu durumu futbolun kalitesinin azalması olarak değil, (ben de aslında bu tür bir oyun tarzından hoşlanmasam da) oynama tarzının değişmesi olarak değerlendirmekle daha doğru yapacağımız kanaatindeyim. Tüm bu kriterler dışında sizlerden ya da Hıncal ağabeyden gelecek başka kriterler varsa bu köşe onları araştırmaya da açıktır.