Fenerbahçe
Galatasaray  
Beşiktaş  
Trabzonspor  
Süper Lig  
2. & 3. Ligler  
Aktüel  
Yazarlar  
Fikstür  
SMS Paketi  
Ana Sayfa  
Arşiv  
     
Sayısal loto
Spor toto
Şans topu
At uçar mı!

Zaman zaman geçmişe yolculuklar yaparım. Arşivde yapılan yolculuklardan dönüşte, bugüne ve yarına yönelik bazı ipuçları vardır heybemde. Mesela Galatasaray'ın bugün konuştuğu yeni stat projesi, Riva'nın satışı, Florya'nın değerlendirilmesi, gelir-gider dengesinin kurulması gerektiği, borçların kabul edilebilir bir çizgiye getirilmesi gibi konular, yıllar yılı değişmemiş. Ama bir arpa boyu yol da katedilememiş. Projelerin, hedeflerin hayata geçirilememesine ve ekonomik şartların her geçen gün ağırlaşmasına rağmen futbol takımının başarısı ise hep devam etmiş. Mesela, ekonomik olarak daha iyi verilere sahip olan Beşiktaş ile Trabzon'un gerisine düşülmemiş, ekonomik olarak kendisinden daha üstün olan Fenerbahçe'den de geride kalınmamış.

İzah etmek kolay değil
Ligin son 11 yılına baktığınızda aradaki bir Beşiktaş şampiyonluğunu çıkarınca ligin Galatasaray ile Fenerbahçe arasında geçen bir bilek güreşine dönüştüğünü görüyorsunuz. Üstelik de Galatasaray, şartlar eşit olmamasına rağmen 6'ya 4 gibi bir üstünlükle rakibini geride bırakmış. Bu durumun izahını yapmak kolay değil. Galatasaray'ın camia yapısı, vizyonu, tarihsel mirası, doğru tercihleri, altyapı yatırımları gibi nedenler sıralanabilir ama tek başına, cevabın içini dolduracak büyüklüğe sahip değildir. Parantezin içinde, karşı tarafın yani Fenerbahçe'nin yapmadığı doğruların da bulunması gerekir. Peki, 'Galatasaray'ın yarın konuşacağı konular neler olur' dersiniz. Mevcut şartlar altında ana gündemin kısa vadede değişmesi pek mümkün değil gibi. Ve tedbir alınmazsa bu saadet zincirinin bir yerden kırılması kaçınılmaz görünüyor. İlginç olan, Galatasaraylıların kurtuluş için bir mucizeyi beklemesi, kaderci bir karakter çizgisine yönelmesi. Galatasaray'ın bu durumu bana nedense hep, şu fıkrayı anımsatıyor:

Kaçınılmaz gecikiyor
Kral, iki adamı ölüme mahkum etmişti. Sultanın atını ne kadar sevdiğini bilen mahkumlardan biri hayatını bağışlarsa bir yıl içinde ata uçmayı öğretebileceğini söylemiş. Kendini dünyadaki tek uçan ata binerken hayal eden sultan bunu kabul etmiş. Diğer mahkum inanmayan gözlerle arkadaşına bakarak "Atların uçamadığını biliyorsun. Nasıl olup da böyle delice bir fikirle çıkabildin ortaya? Yalnızca kaçınılmazı geciktiriyorsun o kadar" demiş. "Pek değil" demiş birinci mahkum, devam etmiş: "Kendime dört özgürlük şansı verdim: Birincisi sultan bu yıl ölebilir. İkincisi ben ölebilirim. Üçüncüsü at ölebilir. Ve dördüncüsü... Belki ata uçmayı öğretebilirim..!"



YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hücum futbolu için El Fatiha   / 07-02-2007
 Nasıl yani Gerets?   / 31-01-2007
 Sasa İliç'siz mucize olmaz   / 25-01-2007
 Uzakdoğu'ya niye gitmediler!   / 17-01-2007
 Kim zarar veriyor!   / 11-01-2007
 Tribün gerçekleri   / 03-01-2007
 Ankara'nın oyunu   / 27-12-2006
 Ateşle imtihan   / 22-12-2006
 Merhaba...   / 13-12-2006
 Güneşte futbol oynanır mı?   / 02-08-2006


 
 

Fenerbahçe | Galatasaray | Beşiktaş | Trabzonspor | Süper Lig | 2 & 3 Ligler | Aktüel | Yazarlar | Sayısal loto | Süper toto | Şans topu | Künye | Ana Sayfa

Fotomaç Servisi

Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu

Rıza Efendi' nin buzlu...
Çalımbay' a kapıcı çocuğu olduğunu...
Geremi atağı
Carrusca ve İnamoto' yu gönderecek...
İnönü farkı
Denizli karşısında Ricardinho ile...
Kader günü
Puan kaybına tahammülü olmayan...