Maçına göre Sözü Nobre'ye getireceğim ama... Önce futboldaki "Milli" yaklaşımdan başlayalım. Dünyada devşirme futbolcuların giderek çoğaldığını görüyoruz ya... Ben şahsen Türk vatandaşı olmuş bir yabancının Milli Takım'da oynamasına karşı çıkmam. Çünkü yasalar ona bu hakkı vermiştir. Ancak; milli takımların "Özgün" olmasını daha çok arzu ederim. Neden mi? Fransa Milli Takımı Dünya Şampiyonu olsa bile bana hiçbir zaman orjinal Fransa'yı yansıtamadı. Ben o takımda Alain Delon, Gilbert Dejaud, Victor Hugo, Gustave Flaubert'ten esintiler göremiyorum. İtalyan Milli Takımı ise farklı... Onları izlerken Napolitan sezgileri duyabiliyor, Sicilya mafyasını, Floransa sanatını, Milano şıklığını hissedebiliyorsunuz.
İzlenimi aldım gibi! Türk Milli Takımı da İtalya'ya benziyor. Ay-yıldızlı takımımız bütünüyle Türkiye'yi yansıtıyor. Hem batılı, hem doğulu görüntüleri Milli Takımımız'da fark etmemek mümkün değil. Duygusallık ve hırçınlık Milli Takımımız'ın temel taşlarından ikisi. Son Gürcistan maçı bile buna bir örnek. Nobre'ye dönelim... Tiflis'te Fatih Terim ile Milli Takım üzerine konuşurken sözü bir ara Nobre'ye getirdim. Fatih hocaya, "Gerçi ben olsam almam ama" diye bir giriş yaparak Nobre'yi ileriki maçlarda düşünüp, düşünmediğini sordum. Soruya yanıt vermeye hazırlanırken 5-10 saniye kadar beklediğini gördüm. Soru şeklini, "Maçına göre düşünür müsün ?" diye değiştirdim. Fatih hoca bu kez hiç düşünmeden, "Olabilir" yanıtını verdi. "Olabilir" demek sanırım "Olacak" anlamına geliyor. Milli Takım'ın ileride oynayacak futbolcular yönünden sıkıntısı yok. Her durumda iki futbolcu bulabilirsiniz. Ancak, bazı maçlar vardır ki onlar "Fizik" maçlarıdır ve bazı oyuncuları gündeme getirebilir. O zaman Nobre aklına gelebilecek yeni bir aday olabilir. Örneğin; Norveç maçında veya Yunanistan ile orada değil, burada yapacağımız maçta. Sanki Fatih hocadan bu izlenimi aldım gibi...