Umutsuz vaka mı? Trabzonspor, sezonun ikinci yarısına iki beraberlikle başlayınca herkesin kafasında "aynı tas aynı hamam" düşüncesi oluşmaya başladı. Oysa başkan Albayrak dahil tüm yöneticiler ve Ziya Doğan taraftara 'pembe hayaller' vadetmişlerdi. Hatta çoğunun dilinde 'Şampiyonlar Ligi' hedefi vardı. Oysa Kayseri ve Vestel maçlarında ortaya konulan tablo takımın bu haliyle beklenen sıçramayı yapamayacağını gösterdi. Çünkü Trabzonspor kupadaki G.Antep maçı hariç bu sezon kendi sahasında oynadığı karşılaşmalarda bile rakibe baskı kuramıyor. Çünkü rakibin üstüne gitmek için top kullanmanız, topu koşturmanız gerekiyor. Ama zaman zaman 8-9 savunma ağırlıklı oyuncuyla oynayan bir takımın bunu yapma şansı çok az.
Sıkıntı kanatlarda Ve gol yollarındaki sıkıntı hâlâ çözülebilmiş değil. Aslında bu kadro yapısıyla bu problemin çözülme ihtimali yok gibi. Umut 'tek forvet' oynadığı maçlarda rakip savunmanın arasında kayboluyor. Doğan'ın Umut- Ersen formülünün şimdiye kadar işe yaradığı görülmedi. Doğan maçların sonuna doğru Ersen'i ikinci forvet olarak sahaya sürüyor. Ama bu değişiklik istenen sonucu vermiyor, vermesi de imkansız. Çünkü uzun boylu forvetleri olan bir takımın sağ ve sol kanadından iyi orta yapan isimleri olması gerekiyor. Yattara bazı maçlarda sağ kanatta bunu yapıyor. Ama çoğu zaman rakibi çalımlayıp ceza alanına kendi girmeyi tercih ediyor. Doğan, sol kanatta bu işi yapabilecek kadrodaki en iyi isim olan Musampa'yı ise çok sevdiği için (!) yanında oturtuyor. Takımda ilk yarıya oranla tabii ki olumlu değişiklikler de var. Savunma organizasyonunu oturtan Trabzonspor artık rakiplere eskisi kadar pozisyon vermiyor.