Neden? Szymek, Marcelinho ve Eller. Bunlara halen kadroda olan Musampa ve Stepanov'u da ekleyin. Neden gidiyorlar ya da gitmek istiyorlar? Dün Stepanov'un son dakika 30 saniye içinde rakiplerine tekme tokat saldırarak kendini oyundan attırmasından sonra yukarıdaki soruya takılıp kaldık. Stepanov gibi herkesin kişiliğine övgüler düzdüğü bir futbolcu nasıl bu hale gelebilir? Hangi futbol iklimi örnek bir futbolcuyu bir yıl içinde rakibine kasıtlı tekme atacak hale getirebilir? Bu soruların cevaplarını bulmadan Trabzonspor'un dün yaşadığı kaosu açıklamak mümkün değil. Ama ortada bir gerçek daha var ki Stepanov'un Trabzonspor kariyeri dünkü maçla sona erdi. İspanya'dan talipleri olan futbolcuyu belki sezon sonuna kadar zorla kadroda tutmak mümkün. Ama o zaman da dünkü gibi sonuçlarına katlanmak gerekiyor.
Doğan'ın tercihleri Saha dışında türlü problemlerle boğuşan Trabzonspor'un saha içindeki dertleri de az değil. Bordo-mavili takım, sezonun ilk yarısında yaşadığı sıkıntıları önümüzdeki günlerde de yaşayacağa benziyor. Teknik direktör Ziya Doğan'ın kalede Tolga tercihi çok tartışılır. Savunmanın sağında Musa, solunda Çağdaş 'biz buranın adamı değiliz' diye haykırıyorlar. Hüseyin-Ayman-Ferhat gibi aynı özelliklerde üç oyuncunun yan yana oynadığı orta saha ilk yarıda oyunun sadece bir yönünü oynayabildi. İstedikleri topları alamayan Ersen Martin ve Umut da rakip kalede fazla etkili olamadılar. İkinci yarıda Yattara'nın girmesi oyunun gidişatını değiştirdi. Çarpraz koşuları ile rakibin dengesini bozan Gineli oyuncuya Gökdeniz de ayak uydurunca Trabzonspor rakip kalede daha fazla görünen taraf oldu. Yattara'nın golünde Umut'un payını da unutmamak lazım. Genç futbolcunun ikinci yarıdaki futbolu takım adına ne kadar umut vericiyse Ersen Martin'in durumu o kadar umutsuz... Uzun lafın kısası, Trabzonspor'un bu görüntüsü ikinci yarı için umut verici değil.