Maçlar bitmedi! Adnan Polat 16'da 16 yaparız diyor ama Galatasaraylı futbolcular böyle giderse başkanlarını yanıltacaklar gibi görünüyor. Erciyes maçındaki kötü oyun, kupa maçı olduğu için pek gündeme gelmedi. Ama bu maçta oynanan futbol, bana hiç ümit vermedi. Şampiyonluğa oynayan bir takımın bu kadar pasif oynamasına inanamıyorum. Sol tarafta Arda, son maçlarda hiçbir olumlu hareket yapamıyor. Sağ tarafta Hasan da son paslarda başarısız. İliç'ten zaten çok şey beklemiyorum. Ümit de yalnız kalıyor. Gol pasları da alamayınca Galatasaray'ın gol atması mucizelere kalıyor. Gol olmayacağı görünüyor. İnamoto diye bir oyuncu var. Kendi yarı sahasındayken yan ve geri pasları müthiş. Rakip ceza sahasına yaklaştıkça ne yapacağını bilemiyor. Şut mu atsın, pas mı versin düşünürken bütün topları kaybediyor. Ayhan da bir oynayıp bir oynamadığı için çok fazla risk almıyor. Şut atmayı da hiç düşünmüyor. Bu şartlarda gerçekten G.Saray tesadüfen gol atarsa atar.
Bu korkuyu anlamıyorum Bütün rakipler artık Galatasaray'ı gözüne kestiriyorlar. "Biz bu takımı yenemezsek yazıklar olsun'' düşüncesiyle oynadıklarından eminim. Bu hırsla sahaya çıkan Kayserispor 3'ü Gökhan, birisi Mehmet Topuz'la olmak üzere ilk yarıda 4 net pozisyona girdi. İkinci devrenin hemen başında İglesias'ın vurduğu bir topu da Mondragon kurtardı. Galatasaray adına söylenecek en güzel şey, kalecisinin ve dört tane savunma oyuncusunun canla başla mücadele etmeleridir. Ama onlar da bir yerde hata yapabilirler. Bu da çok doğal. Dikkatimi çeken diğer bir şey de kağıt üzerinde güçsüz olan taraf maç boyunca çift santrforla oynadı. Kuvvetli G.Saray tek santrorla başlayıp, maçı üç santrforla bitirdi. Gerets bu maçı kazanmak zorunda olduğunu oyunun ikinci yarısında yaptığı değişikliklerle gösterdi. Büyük takımın teknik direktörü nasıl oluyor da korkuyor, inanılacak gibi değil. G.Saray çok önemli 2 puan kaybetti. Ama geride kalan 15 maçı kazanırlar, yollarına devam ederler.