Moldova bile bizden daha ciddi
Amerika bütün imkanlarını seferber ederken; bizde milli eğitim elde kalıyor, teşkilat elde kalıyor, medya elde kalıyor. Başarı nasıl gelecek!
- 2012 Yaz Olimpiyatları Haberleri
- 09 Ağustos 2012, 01:15:04
Amerika'daki okul sistemi... 6 yaşında okula girdiğin andan itibaren okul sana spor için bütün imkanlarını açıyor. Salonları var, hocaları var. İlkokulda, yeteneğin ortaya çıktığı andan itibaren bütün Amerika seni izliyor.
Orada scout'lar, izciler var. Sporcuyu izleyen... 'Kasımpaşa İmam Hatip Lisesi'nde Bülent diye bir çocuk var. Çok yetenekli.' Hemen Pensilvanya Devlet Lisesi sana burs veriyor ya da California özel bilmem ne lisesi burs veriyor. 'Kasımpaşa'dan bize gel. Her türlü masrafın bize ait' diyorlar.
Türkiye'deki dahil arıyor adamlar...
Amerika'dakileri haydi haydi arıyorlar.
Böyle bir spor altyapısı kurduğun zaman...
Nüfusun da 300 milyon olduğu zaman, ihtimal hesaplarıyla aradığını buluyorsun.
KOÇLAR SIRAYLA SEÇİYOR
Long Island, New York'un bir bölgesi...
Ben Long Island Devlet Lisesi'ne gittim. Dönümlerce arazi üzerinde ve beni oraya götüren arkadaşıma; "Şuradaki okulun spor salonunu görmek istiyorum" dedim. Lisenin girişinde danışma var. Spor salonunu görmek istediğimizi söyledik. Görevli "Hangi salon?" dedi. Üç tane spor salonu varmış. "Hangisinde müsabaka varsa ona gidelim" dedik.
Tarif edilen yere gittik ve 3 bin kişilik bir salon...
Tıklım tıklım dolu...
İçinde ne müsabakası var: Long Island Devlet Lisesi ile Connecticut Devlet Lisesi'nin güreş maçı var. Güreş, Amerika'nın kaçıncı sporu? 'Amerika' deyince aklınıza güreş geliyor mu? Tıklım tıklım dolu... Amerika Güreş Şampiyonası olur da anlarım. Hayır. İki lisenin müsabakası... Long Island Devlet Lisesi ile Connecticut... 1986'dan söz ediyorum. Kaç sene geçmiş aradan hâlâ her şey aklımda...
1984 Olimpiyat Oyunları'nda Amerika kürekte beklenen dereceleri alamadı.
Başta kürek hocasına, büyük eleştiriler oldu.
Adam, "Amerika'nın bir tek üniversitesinde birinci seçme hakkını bana versinler" dedi.
Orada en yetenekliler Amerikan futbolcusu oluyor.
Birinci seçme hakkı futbol koçunda... İkinci seçme hakkı beyzbol koçunda... Üçüncü seçme hakkı basketbol koçunda... Dördüncü seçme hakkı atletizm koçunda... Beşinci seçme hakkı yüzme koçunda... Altıncıdan itibaren diğer sporlar seçim yapıyor. Yani adam Amerikan Kürek Milli Takımı için arta kalanlardan sporcu seçiyor.
Kürek hocası, bütün Amerika'dan değil bir tek üniversitede birinci seçme hakkını istiyor. Mesela California Üniversitesi'ne gidecek Kürek Milli Takımı'nı seçecek. Ondan sonra diğerleri seçim yapabilecek. "Birinci seçimi yaptıktan sonra her olimpiyattan derece çıkartmazsam; beni asın" dedi.
Amerika böyle bir yer...
Bizde 'sporu okullara sokacağız' diyen yanında devlet sıfatı olan en az bin kişi ile konuştum ben!
Türkiye'de spor okullardan def ediliyor. Çünkü beden eğitimi hocası dahil spor yapan öğrenciye 'haylaz' diye bakıyor.
Ben atletizmi çok sevdiğim için mezun olduktan sonra okuluma, Ankara Kurtuluş Lisesi'ne gittim. Hoca da beni çok sever.
Rahmetli, nur içinde yatsın Şuayip Bey... "Hocam bir ay sonra Ankara Atletizm Liseler Şampiyonası başlıyor.
Katılıyor muyuz" dedim. "Bizde atlet mi var? Git beni uğraştırma" dedi. "Hocam bana izin ver. Ben bir takım derleyeceğim" dedim. Birlikte sınıfları dolaştık. "Cumartesi günü Kurtuluş Lisesi Atletizm Takımı seçmeleri var.
Bu seçmelerde yarışmak isteyen var mı?" diye sorduk. '100, 200, 400, 800'de, 10 binde koşacaklar, gülle atacaklar' diye isimleri aldık, tahtaya yazdık.
Cumartesi günü öğleden sonra açık atletizm sahasında buluşmak üzere sözleştik. O gelenlerden hoca ile birlikte eleme yarışları yapıp, Kurtuluş Lisesi Atletizm Takımı'nı seçtik. Şuayip hoca da bana gülüyor.
AROLAT ÇÖP GİBİYDİ
Bir hafta sonra Kurtuluş Lisesi, Ankara şampiyonu oldu. Bir ay sonra Türkiye Şampiyonası yapıldı. Kurtuluş Lisesi, Türkiye Şampiyonu oldu. El kaldırma usulü ile seçtiğimiz takım!..
O takımın en iyi adamı da Osman Saffet Arolat... 5 ve 10 bin metre koşuyordu.
Hem de çöp gibiydi. 'Nasıl uzun mesafe koşar' diye şaşırmıştık. "Ben koşarım Hıncal ağabey" dedi.
Sonra gazeteci oldu. Atletizm karın doyurmadığı için...
Ararsan buluyorsun. Her okulda kimbilir neler var. Hele şimdi ki okullarda...
Ama ne Milli Eğitim Bakanı'nın bu işi ciddiye aldığı var, ne Spor Bakanı'nın bu işi ciddiye aldığı var.
Milli Eğitim Bakanı'na, 'Olimpiyat kafilesinde kaç öğrenci var?' diye sor bakalım!
Lütfen sorun...
Ya da YÖK Başkanı'na 'Olimpiyat kafilesinde kaç üniversite öğrencisi var ve siz YÖK olarak bunlara sponsorluk desteği düşündünüz mü?' diye sorun bakalım!
Haberleri yok. O zaman ne hakkın var; Türkiye'yi Amerika ile mukayese etmeye... Çin ile İngiltere ile mukayese etmeye... Moldova ile mukayese etmeye hakkın yok! Moldova bu işe çok ciddi bakıyor çünkü...
REZİLLİKTEN HABERLERİ YOK
* 2020'ye Türkiye ile birlikte Japonya da aday ve Londra oyunlarında gördük, sporcularını daha da geliştirmişler.
'Türkiye, olimpiyata aday' demeye insan sıkılır! Olimpiyata aday olan bir ülkenin evvela 2020'de yarışacak gençleri şimdiden hazırlamaya başlaması lazım. Sene 2012... 2020'de 20 yaşında olacaksa yarışacak sporcun ortalama, şu anda 12 yaşındakilerle sen olimpik çalışmalara başlamış olman gerekiyor.
Hangi tesis, hangi hoca ile!.. Hangi plan, hangi programla!.. Bunları ben, spor bakanı ile konuşayım, masal anlatıyorum gibi gelir. 'Bu adam ne anlatıyor' der.
2020'ye Türk seyircisini hazırlamak lazım. Televizyon kano yarışını gösteriyordu. 20 bin kişi vardı. Türkiye'de 20 bin tane 'kanonun' ne olduğunu bilen adam var mı? Neden; çünkü TRT olimpik sporlarla ilgilenmiyor.
Arman Talay öldüğünden beri...
İşleri güçleri futbol... 'Reyting yapacağım' diye!..
TRT'nin görevi Bank Asya 1. Lig'i mi yayınlamak! Özel televizyonlardan biri yapsın. Sen benim vergilerimle yaşıyorsun.
Şurada yanan elektrikten para alıyorsun.
BİR OKÇU İLE GİDEBİLDİK
Bana sporları tanıtacaksın. Kanoyu tanıtacaksın, okçuluğu tanıtacaksın.
1996 Atlanta Olimpiyatları'nda kız takımımız madalya adayıydı. Londra'ya bir okçu ile gittik; birinci turda elendi, bitti. Türkiye Komitesi Olimpiyat Komitesi Başkanı Uğur Erdener; Atlanta'nın Okçuluk Federasyonu Başkanı!.. Londra'da otuz Türk gazetecisi var. Bir tanesi, Uğur'a, 'Hocam bu rezilliğin sebebi nedir?' demiyor!
Çünkü rezillikten haberi olanTürk gazeteci yok!
Uğur Erdener, 1996'da okçuluğu takım düzeyinde madalya alacak düzeye getirmiş; aynı Uğur Erdener, Olimpiyat Komitesi Başkanı, okçuluk bitmiş. Gazeteci olarak bunu sormayacaksın da neyi soracaksın! Neyi soracaksın ve ne işin var Londra'da?
Boş sokaklarda gezip, keyif atmak için mi oradasın!
Tuttuğun her şey elinde kalıyor.
Medya elinde kalıyor, teşkilat elinde kalıyor, milli eğitim elinde kalıyor. O zaman olimpiyatlarda nasıl başarı bekleyeceğiz?
HAVUZDAN DÜNYAYA
* Phelps'i konuşalım mı biraz? Kariyerini noktalama aşamasında ve Londra'da ne yapacağı merakla bekleniyordu. Ferdi olarak da kürsüye çıktı 'dünyanın en çok olimpiyat madalyasına (22)' sahip sporcusu oldu. Phelps için 'Dünya'nın en başarılı sporcusu' denilebilir mi?
Denemez. Çünkü yüzücüler ve jimnastikçiler otomatikman yarışlara çok önde başladı.
Bir yüzücünün bir olimpiyatta 8 müsabakaya girme hakkı var.
Çok güzel bir yazı okudum New York Times'ta. Diyor ki; 'Sağ elle cirit atma, sol elle cirit atma, arkanı dönüp cirit atma, bacak arasından cirit atma yok diye müsabaka yok. Cirit atma bir tanedir.
Zavallı ciritçi 4 senede ancak 2 kere madalya alabilir. Oysa jimnastikçi takım finalleri, alet finalleri derken bir olimpiyatta 6 tane alabilir, yüzücü bir olimpiyatta 8 tane alabilir.
O zaman sen nasıl olur da bunların ikisini aynı teraziye koyar tartarsın?' 4 olimpiyat üst üste disk atmayı kazanmış Al Oerter'in, 5 olimpiyat üst üste kürekte şampiyon olmuş Sir Steven Geoffrey Redgrave'in böyle bir şansları olsa...
Onun için yani her şeyi kendi içinde değerlendirmek lazım. Phelps gelmiş geçmiş en iyi yüzücü...
Phelps'in geçtiği Larissa Latynina da gelmiş geçmiş en iyi jimnastikçi. Gelmiş geçmiş en iyi olimpiyatçı değil.
Latynina diyor ki; "Benim rekorumu kırdığı madalyayı Phelps'in boynuna ben takmak isterdim. Bana bu şansı vermediler. Ama bana sorarsan çağımızın yüzücüsü Phelps değil, benim" diyor; "Çünkü ben sporu bıraktıktan sonra da olimpiyat şampiyonları yetiştirmeye devam ettim. Ben spordan hiç kopmadım. Benim bittiğim yerde benim öğrencilerim başladı.
Hangisi daha iyi? Ben mi iyiyim, Phelps mi iyi?"
Onun için sporu istatistikle, sporu matematikle ölçemezsin.
Şimdi çok konuşulan, gelecek olimpiyatta Phelps'in olup olmayacağı...
Phelps'in gelecek olimpiyatta olmaması için hiçbir sebep yok. Yaşı çok uygun...
ASLINDA YAŞAMIYOR
* Saatler süren, ağırlaştırılmış antrenmanlardan bıkmış görünüyor.
Şimdi olimpiyat şampiyonluğunu hazırlamak Amerika'da da aslında yaşamamak. Marion Jones ile ilgili bir belgesel izledik NTV'de. 'Bunu izleyin' diye yazdım. Sabah 5'te kalkıyor ve akşam 8'de yatıyor. İnsan hayatında 22 ile 26 yaş arasında kaç kere olur? Sen bu yaşlarını saat 5'te kalkıp 8'de yatarak geçiriyorsun ve hiçbir şeye de 'Zarar verebilir' diye dokunmayarak yaşıyorsun.
Phelps 'Ben Rio'da yarışamam' demiyor; "Ben Londra'dan sonra yaşamak istiyorum" diyor. Rio'ya bir sene kala 'Ben yeterince yaşadım.' Bakar duruma, durum da müsait 'Ben bir yıllık çalışmayla bunlara yetişirim' der.
2015'te kararını değiştirebilir. Ama bugün Phelps'in derdi artık sadece yaşamak.
Habire o dramatik havayı yaratmaya uğraşıyorlar. "Phelps son bireysel yarışını yapıyor. Phelps son takım yarışını yapıyor."
Hayır! 'Phelps bitti' diye mutlu oluyor. 'Bitti! Esaret bitti. Artık özgürüm.
Dünya ben geliyorum. Havuzlar lanet olsun size!..
Dünya ben geliyorum' diyor.
Havuzdan dünyaya fırlıyor adam... Senelerden beri dünyadan havuza atlamaktan anası ağlamış!..
Röportaj: Bülent CAN
DİĞER HABERLER
-
Türkiye Curlingte bir büyük başarıya daha imza attı, Ay-yıldızlı kadın milli takımımız Avrupa üçüncüsü olarak bronz kupayı ülkemize kazandırdı. -
Yeni sezona Erzurum'da hazırlanan Gaziantepspor, teknik direktör İsmail Kartal'ın kamp disiplininin bozulmaması için aldığı kurallar çerçevesinde çalışmalarını basına kapalı olarak sürdürüyor. -
1