‘Düşme olmasın’ fikri, tam bir facia!

Öncelikle TFF Başkanı Nihat Özdemir'in, ligin kalan bölümü oynatma konusundaki kararlı tutumu hakkını teslim etmek lazım. 'Lig tescil edilsin, lig iptal edilsin' diyerek ortaya konuşan yöneticiler, teknik adamlar oldu.
Hatta futbolcular da oldu.
Ama TFF Başkanı, bunlardan hiç etkilenmedi. Hatta ve hatta en acısı şu oldu. Geçtiğimiz günlerde bir gazetede;
Spor Bakanlığı'nı kaynak göstererek 'Ligler İstanbul'da oynanacak' manşeti ile bir sürü mantık dışı detaylar paylaştı.
Hemen Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile bir telefon görüşmesi yaptım.
O gazetede çıkan söz konusu haberin gerçeklik payını sordum. Sayın Spor Bakanı bana aynen şunları söyledi: "Ben de bu haberi hayretler içinde okudum. Bizim bakanlık olarak bu haberle hiçbir ilgimiz yok.
Ben böyle bir çalışma yapsam çıkar sunum olarak tüm Türkiye ile paylaşırım."

***

Yani arkadaşlar, bu süreçte işi sulandırmaya çalışanlar çok oldu. Amaçları bazı kulüpler istiyor diye maçları İstanbul'da oynatmaktı. Oysa İstanbul virüsün başkenti durumunda. Hâlâ en çok korona vakası İstanbul'da ve nasıl bir akılsa bu; Süper Lig'in kalan maçlarını İstanbul'da oynatmak istiyorlardı. Ama Türk futbolunun içinde aklı selim insanlar çokça var ve İstanbul veya Antalya fikrini kaale bile almadılar. Kardeşim olur mu hiç öyle şey? Bu hangi adalete sığar. Lig oynanacaksa fikstür ne diyorsa o şekilde oynatılır. TFF ve Kulüpler Birliği'nin dün yaptığı ortak toplantıdan beklenen karar çıktı. Ligler, kalan fikstüre göre 12 Haziran'da kaldığı yerden yeniden başlayacak.
İş garanti olsun diye de 28 Mayıs'ta bir toplantı yapılacak ve TFF, bir basın toplantısı ile kesin tarihi açıklayacak.
Bu tarih çok büyük bir ihtimalle 'şimdilik' denilen 12 Haziran olacak. Türk futboluna hayırlı uğurlu olsun bu tarih.

***

Dünkü toplantıda 7 kulübümüz, bu sezon küme düşme olmasın ve gelecek sezon lig 21 takımla oynansın diye bir öneri getirmiş Türkiye Futbol Federasyonu'na... Yok öyle yağma beyler! Ne demek ligden düşme olmasın. Boyacı küpü mü bu yahu? Diyelim ki kalan 8 hafta öncesinde 'ligden düşme olmayacak' diye karar alındı. O zaman düşme hattındaki takımlar, şampiyonluğa oynayan takımlarla maç yaparken ne kadar mücadele edecekler? Şaibeler, dedikodular alıp başını gidecek! Öyle ya düşme hattındaki takım, belki şampiyon olmasını istediği takımla oynarken başka türlü, şampiyon olmasını istemediği takımla oynarken başka türlü mücadele edecek! Ayrıca ligler statüsü, sezon devam ederken değiştirilemez!
UEFA, böyle bir değişiklik yapmaya kalkarsanız, tepenize biner ve ağır cezalarla karşılaşırız ülke futbolu olarak... Böyle çocukça ve komik fikirlerle, ülke futbolunda kaos ortamı yaratmayın! Sayın Başkan Nihat Özdemir, dün bu fikir ortaya atıldığında 'Değerlendirelim' yerine 'Olmaz öyle şey' diyerek kestirip atmalıydı! Beyler, hem lig oynanacak diyorsunuz, hem de küme düşme olmasın diyorsunuz! Bu nasıl bir amatörlüktür böyle? Komik olmayın komik!

***

Ligin kalan maçlarında 5 oyuncu değiştirme hakkının getirilmesi de önemli.
Bununla ilgili TFF bir çalışma yapıyor. Bu da belli ki hayata geçecek bir kural olacak. Buna göre takımlar 2 oyuncu değişikliğini maçların devre arasında; kalan 3 oyuncu değiştirme hakkını da ikinci yarıda yapacak.
Buraya kadar her şey güzel. Ama bu sezon göz göre göre çok büyük hakem hataları oldu. Hakemlerin sonuca etki eden hatalarını VAR'ın başındakiler de görmedi veya görmezden geldi. Burada MHK'ye çok büyük görev düşüyor. Kalan 8 haftada hakemler yine büyük hatalar yapar ve VAR'ın başındakiler bu hatalara yine duyarsız kalırsa bu kez adeta kıyamet kopar. TFF Kurulları da kalan 8 haftada adalet dağıtmak zorunda.
Hem Tahkim Kurulu, hem de Disiplin Kurulu takım ismi gözetmeksizin adaletli kararların altına imza atmalılar. Virüsün gölgesindeki bunca emek, bunca alın teri (işi bilmeyenler, görmezden gelenler, takım kayıranlar yüzünden) heba olmamalı. Sıralamada dereceye girenler hakkı ile girmeli.
Şampiyon olan takım için de 'Anasının ak sütü gibi helal şampiyonluk' diye bilmeliyiz!