Nazar boncuğu!

Son Dünya Şampiyonu Fransa'ya sahayı dar eden Milli Takımımız'ın, İzlanda maçına bu kadar tutuk, isteksiz ve yavaş başlamasını kimse beklemiyordu. Oyunun içine bir türlü giremedik. Rakip bu zaaflarımızdan iyi yararlandı ve oyunu 10. dakikadan itibaren tek kaleye çevirdi. Orta sahamız, hızlı, fizikli ve sert oynayan İzlandalı hücumculara karşı bir direnç gösteremeyince kalemizde art arda tehlikeler görmeye başladık. İzlanda bir duran top organizasyonundan golü buldu.
Golden sonra bir türlü toparlanamadık. Yediğimiz 2 golde de savunmada adam paylaşımında hatalar yaptık. İkincigolde Kenan'ın hatası vardı.
Dün sakatlıkları nedeniyle oynayamayan Mahmut ve Cengiz'i çok aradık. Yerlerine oynayan Ozan ve Hakan Çalhanoğlu, etkisiz kaldı. Özellikle Mahmut, Milli Takım için tam bir savaşçı ve dalgakıran rolünü üstleniyordu. Onun yokluğu Millilerimizi çok etkiledi.
İlk yarının son anlarında Dorukhan'ın golü Millilerimizi tekrar oyuna ortak etti.
Birkaç dakika Fransa maçındaki gibi oynayınca hemen golü bulduk.
* * *
3 gün arayla maç oynamanın yorgunluğundan mı; yoksa Fransa zaferinin rehaveti mi Millilerimizi bu kadar etkiledi?
Neden bu kadar kötü bir ilk yarı oynadık? Kafamızda ilk 45 dakikada soru dağları oluştu.
Şenol Güneş, ikinci yarıya Kenan, Yusuf Yazıcı değişikliği ile başladı.
Doğru bir hamleydi bu.
İrfan Can'ın çıkıp, Abdülkadir Ömür'ün de oyuna girişi ile oyunu rakip sahaya yıktık.
Yusuf'un bazukası ile İrlanda kalesini dövdük. Burak ve Merih ile net pozisyonlara girdik.
Kalabalık, fizikli ve çok sert oynayan İzlanda savunmasını aşmayı başaramadık.
Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür bu takımda ilk 11 oynayabileceğini dün gece gösterdi.
İlk yarıyı boşa geçirdik, ikinci yarıda Türkiye gibi oynadık ama yediğimiz 2 gol bize hiç yakışmadı.
Ve en önemlisi İzlanda'yı iyi analiz etmemişiz...
Dersimize iyi çalışmış olsaydık, ona göre ilk 11 çıkarabilirdik...
Bu maçtan dersimizi alalım; fakat moralimizi hiç bozmayalım.
Bir yol kazası diyelim veya nazar boncuğu olsun diyelim.
Bu Milli Takım'a sonuna kadar destek olalım.
Çünkü bu yolun sonunda EURO 2020 var!
Eylül ayındaki Andorra ve Moldova maçlarını kazanıp tekrar grupta zirveye çıkarız.