Cocu = Kocaman

PHİLLİP Cocu ve Rui Vitoria adeta şıklık yarışına girmiş gibiydi.
İki teknik direktörün de saha kenarındaki şık duruşu, bu güzel oyuna ayrı bir renk katmıştı.
Böylesine büyük camiaları temsil eden teknik adamlara da böyle jilet gibi giyinmek yakışır.
Tişörtle, kot pantolonla, yakası bağrı açık gömleklerle, şişme montlarla saha kenarında duran teknik direktörlere örnek olsun bu görüntüler...
Tribünlerdeki atmosfer, yılbaşı kartpostallarını aratmayacak kadar büyüleyiciydi.
Zaten ilk maçtaki avantajlı skoru cebine indirerek Kadıköy'e gelen Benfica, bir de Gedson Fernandes'in golü ile öne geçince adeta buz kestik. Sakatlanan Castillo'nun yerine giren Ferreyra, boş kaleye topu gönderemeyince; içimden 'atamayana atarlar, geliyor golümüz!' dedim.
Alper'in şahane kafa golüyle skoru eşitledik.
İlk yarıda Giuliano ve Valbuena çok etkisiz kaldı.
Yenilen golde başta kaleci Volkan olmak üzere Fernandes'e kolay şut imkanı sağlayan Alper ve Skrtel hatalıydı. Fenerbahçe ikinci yarıya baskılı bir futbolla başladı. Soldado ve Barış Alıcı'nın oyuna girmesi, tahrip gücü yüksek bir Fenerbahçe ortaya çıkardı.
Ama bir türlü turu getirecek skora yürüyemedik... Son bölümde ise Benfica oyunu çok soğuttu.
Benfica kadro kalitesi olarak Fenerbahçe'nin çok üzerinde bir takım.
Bu kalite, Portekiz ekibine turu getirdi. Ama Fenerbahçe iyi yolda.
Bu takım Avrupa Ligi'nde iş yapar...
Ancak şunu da söylemeden edemeyeceğim...
Aykut Kocaman'ın Fenerbahçesi ile Cocu'nun Fenerbahçesi arasında şu ana kadar pek bir fark göremedim...
Hatta Aykut hoca, böylesine maçları Fenerbahçe'ye daha iyi oynatıyordu.