Ne gündü ama...
- Zeki Uzundurukan Yazıları
- 28 Nisan 2018, 23:57:58, Güncelleme: 29 Nisan 2018, 03:00:29
Dün biz spor gazetecileri için çok özel bir gündü. Çünkü Spor Toto 1. Lig'de şampiyon ve Süper Lig'e çıkacak ikinci takımın belli olacağı bir gündü. Belli olacağı diyorum.
Çünkü sabahleyin uyandığımda 'Bugün günlerden Çaykur Rizespor ve MKE Ankaragücü' dedim içimden... Hava çok güzeldi İstanbul'da. Tatil gününü fırsat bilenler, sahil kenarlarına akın etmişti.
Ama içimden 'Ben onlardan daha şanslıyım.
Maçların coşkusunu yaşamak daha güzel dedim' ve yola koyuldum.
Aynı anda Ç. Rizespor ve MKE Ankaragücü maçlarını izledim. Rizespor'un şampiyonluğunu ilan ettiği maçtan sonraki coşkusu şahaneydi. Aynı şekilde Süper Lig'e 6 sene aradan sonra 'Merhaba' diyen Ankaragücü'nün sevinci de görülmeye değerdi. Spor Toto 1. Lig'de tutunmayı başaran Eskişehirspor'da Yılmaz Vural'ın şovu da inanılmazdı.
İşte bir spor gazetecisi olarak aynı anda o takımlardaki futbolcuların coşkusunu yaşadım. Ve 'İşte bu mesleğin yorucu ama bir o kadar da güzel tarafları' dedim yine içimden...
Yusuf, Messi gibi attı
Sonrasında şampiyonluk adayı F.Bahçe'nin Kasımpaşa ile olan mücadelesine ve 5.'lik savaşı veren Trabzonspor'un Antalyaspor ile oynadığı maça döndüm. Gözlerimin yorulduğunu fark ettim sonra. Çünkü bir o ekrana bir diğer ekrana bakıp, notlar tutuyor, bir taraftan da analiz yapıyordum. Dün benim adıma çok yoğun ve çok güzel bir gündü.
Çünkü bizim hayatımız, işimiz gereği spor ve futbol olmuştu. Özellikle de futbol benim için artık ekmek, su, aş gibiydi.
Maçlara dönecek olursak, Kasımpaşa maçının ilk yarısında daha etkili olan taraf ev sahibi ekipti. Kasımpaşa'nın dalga dalga geldiği anlarda golü bulan taraf F.Bahçe oldu. Hasan Ali'nin pasında De Souza'nın gol vuruşu ustacaydı.
Diğer tarafta Antalyaspor karşısında kabus gibi bir 20 dakika yaşayan Trabzonspor vardı. Emre Güral'ın golüyle geriye düşen Trabzonspor, Burak Yılmaz'ın penaltı golü ile eşitliği sağladı.
Emre Güral, öyle pozisyonlar yakaladı ki, maçın daha ilk yarısında genç kaleci Uğurcan yıldızlaştı.
İkinci yarıya da daha coşkulu ve baskılı başlayan taraf Kasımpaşa idi. İlk yarının kopyası gibiydi. Akın akın gelen Kasımpaşa bu kez golü bulmuştu. İlhan Depe'nin vuruşunda Skrtel topu kendi kalesine gönderdi ve skor eşitlendi. Antalya'da neler oluyordu neler ikinci yarıda?
Uğurcan'ın kurtarışları... Ardından Burak Yılmaz'ın kaçırdığı gol... Kasımpaşa'nın golünden sonra panikleyen Fenerbahçe...
Ve Yusuf Yazıcı'nın Antalyaspor'a attığı 'Messivari' gol...
Kasımpaşa golleri kaçırdıkça Fenerbahçe geriye yaslandı. Ama Şener, muhteşem golüyle F.Bahçe'yi tekrar öne geçirdi.
Valbuena ve Janssen'in golleri farkı getirdi. F.Bahçe, kazanarak şampiyonluk iddiasını kalan maçlara taşımasını bildi. Antalya'dan 3 puanla dönen Trabzonspor da 5. sıradaki yerini korudu.
Çünkü sabahleyin uyandığımda 'Bugün günlerden Çaykur Rizespor ve MKE Ankaragücü' dedim içimden... Hava çok güzeldi İstanbul'da. Tatil gününü fırsat bilenler, sahil kenarlarına akın etmişti.
Ama içimden 'Ben onlardan daha şanslıyım.
Maçların coşkusunu yaşamak daha güzel dedim' ve yola koyuldum.
Aynı anda Ç. Rizespor ve MKE Ankaragücü maçlarını izledim. Rizespor'un şampiyonluğunu ilan ettiği maçtan sonraki coşkusu şahaneydi. Aynı şekilde Süper Lig'e 6 sene aradan sonra 'Merhaba' diyen Ankaragücü'nün sevinci de görülmeye değerdi. Spor Toto 1. Lig'de tutunmayı başaran Eskişehirspor'da Yılmaz Vural'ın şovu da inanılmazdı.
İşte bir spor gazetecisi olarak aynı anda o takımlardaki futbolcuların coşkusunu yaşadım. Ve 'İşte bu mesleğin yorucu ama bir o kadar da güzel tarafları' dedim yine içimden...
Yusuf, Messi gibi attı
Sonrasında şampiyonluk adayı F.Bahçe'nin Kasımpaşa ile olan mücadelesine ve 5.'lik savaşı veren Trabzonspor'un Antalyaspor ile oynadığı maça döndüm. Gözlerimin yorulduğunu fark ettim sonra. Çünkü bir o ekrana bir diğer ekrana bakıp, notlar tutuyor, bir taraftan da analiz yapıyordum. Dün benim adıma çok yoğun ve çok güzel bir gündü.
Çünkü bizim hayatımız, işimiz gereği spor ve futbol olmuştu. Özellikle de futbol benim için artık ekmek, su, aş gibiydi.
Maçlara dönecek olursak, Kasımpaşa maçının ilk yarısında daha etkili olan taraf ev sahibi ekipti. Kasımpaşa'nın dalga dalga geldiği anlarda golü bulan taraf F.Bahçe oldu. Hasan Ali'nin pasında De Souza'nın gol vuruşu ustacaydı.
Diğer tarafta Antalyaspor karşısında kabus gibi bir 20 dakika yaşayan Trabzonspor vardı. Emre Güral'ın golüyle geriye düşen Trabzonspor, Burak Yılmaz'ın penaltı golü ile eşitliği sağladı.
Emre Güral, öyle pozisyonlar yakaladı ki, maçın daha ilk yarısında genç kaleci Uğurcan yıldızlaştı.
İkinci yarıya da daha coşkulu ve baskılı başlayan taraf Kasımpaşa idi. İlk yarının kopyası gibiydi. Akın akın gelen Kasımpaşa bu kez golü bulmuştu. İlhan Depe'nin vuruşunda Skrtel topu kendi kalesine gönderdi ve skor eşitlendi. Antalya'da neler oluyordu neler ikinci yarıda?
Uğurcan'ın kurtarışları... Ardından Burak Yılmaz'ın kaçırdığı gol... Kasımpaşa'nın golünden sonra panikleyen Fenerbahçe...
Ve Yusuf Yazıcı'nın Antalyaspor'a attığı 'Messivari' gol...
Kasımpaşa golleri kaçırdıkça Fenerbahçe geriye yaslandı. Ama Şener, muhteşem golüyle F.Bahçe'yi tekrar öne geçirdi.
Valbuena ve Janssen'in golleri farkı getirdi. F.Bahçe, kazanarak şampiyonluk iddiasını kalan maçlara taşımasını bildi. Antalya'dan 3 puanla dönen Trabzonspor da 5. sıradaki yerini korudu.