Kafdağı’nın ardında kaldı!

KAĞIT üzerinde market değerlerine, güç dengelerine, Avrupa kupalarındaki başarılarına baktığımızda 'karınca ile filin' savaşı gibi bir durum söz konusuydu. Ama biz maça çok da iyi başlamıştık. Karınca çalışkanlığı ile fili devirebileceğimizin sinyallerini de veriyorduk. Yürekli futbol oynuyorduk. İlk 10 dakika Alman panzerini kalemizden uzak tutmuştuk. Ah o kahrolası kırmızı kart olmasaydı! Hiç mi hiç hesapta yoktu.
Böylesine bir devle oynuyorsunuz; hem de deplasmanda... Ve başımıza gelebilecek en kötü senaryoyu kabus gibi yaşamaya başlamıştık. Daha maçın 16. dakikasında gole giden Lewandowski'yi düşürdüğü için Vida kırmızı kart görmüştü.
Hava buz gibiydi, kar yağıyordu ve 10 kişi kalakalmıştık. Hücuma çıkarken kaptırdığımız acemice bir top yüzünden!
Ah Atiba ah! O topu neden ileriye doğru vurmuyorsun!
Bayern Münih maçında en çok iş, kalecimiz Fabri kadar Pepe ve Vida ikilisine düşüyordu. Ve bir stoperimizi daha maçın başı denilebilecek bir anda kaybediyorduk!
Gel de kahrolma! Şenol Güneş, hemen sakatlığı daha tam anlamı ile geçmeyen Tosic'i ısınmaya gönderirken, Medel'i Pepe'nin yanına monte etti.
Yoğun Bayern atakları nedeniyle mecburen çok geriye yaslandık ve topun arkasına geçerek takım halinde kalemizi savunduk. Zaman zaman Vagner Love, Quaresma ve Pepe ile gollük pozisyonlara da girdik. Pepe savunmada adeta ikinci bir kaleci gibi kurtarışlar yaptı; jet hızıyla kademelere girdi. Tam herşey istediğimiz gibi giderken, ilk yarının son anlarında Adriano, Kingsley Coman'ı durduramadı, bu futbolcunun ortasında Müller topu ağlarımıza gönderdi. Adriano hem çalımı yedi, hem de ofsaytı bozdu. Geriye düştük maalesef!
İlk yarının özeti şu: 10 kişi ile Allianz Arena'da Bayern Münih'e kök söktürdük!

Tosic hemen girmeliydi
İlk yarıda olduğu gibi ikinci 45'te de karşılaşmanın hakemi Hategan, bütün takdir haklarını Bayern'den yana kullandı.
Zaten 10 kişiyiz bir de hakemin acımasızca kararları! Lewandowski'nin direkte patlayan serbest vuruşu ile yüreklerimiz bir kez daha ağzımıza geldi. Ve devamında Kingsley Coman'ın golü!
Ah ah! Olacak şey miydi? 11'e 11 olsaydık Almanya'dan yüzümüzü güldürecek bir skorla dönebilirdik! Aylardır bu maçı bekledik ve böylesine büyük bir maçta basit bir hata ile yıkıldık. Bir martı uçak düşürür! Atiba'nın hatası, Vida'nın faulü ile intihar ettik!
Şenol Güneş'in ikinci yarıya Tosic ile başlaması daha doğru olurdu. 2-0 olduktan sonra Vagner Love'yi çıkarıp, Tosic'i oyuna alması geç kalınmış bir hamleydi... Çünkü ilk yarıda Medel'in stopere çekilmesi, zaten orta alanı oyundan düşüren bir hamleydi. İkinci yarıda da bu oyun anlayışı, Bayern'in adeta elini kolunu sallaya sallaya kalemize gelmesine ve 2. golü yememize neden oldu.
Maçın geri kalan bölümü, adeta bir korku filmi gibiydi. Müller'in bir kez daha filelerimizi havalandırması, maça havlu attığımız anlamına geliyordu. Yetmedi, Lewandowski üst üste 2 kez yaktı canımızı!
5-0'ı hak etmedik biz! Yaptığımız amatörce bir hata, gecemizi kabusa çevirdi maalesef! 90 dakikanın özeti bu!
Bu iş daha bitmedi! Pes etmek yok! Vodafone Park'ta biz bu Bayern Münih'i yeneriz ama turu geçmemiz için bir mucize gerekiyor artık! O mucize de Kafdağı'nın ardında...
Bu arada Bayern Münih'te misyonunu tamamlamış bir Robben izledik dün gece. Robben, artık Türkiye'de top koşturacak bir kıvama gelmiş. Hangi takım alır bilemem! Ama Robben'i alan şampiyonluk yarışında bir adım öne geçer...