Sadık'ın yüreği...
GALATASARAY'ın bu kadar coşkudan uzak ve isteksiz bir futbol oynamaya hakkı var mı Sayın Tudor! Yenilgiyi kenardan adeta bir film gibi izledin. Malatyaspor, takımının bütün pas bağlantılarını keserken, top yapmana izin vermezken, oyunun merkezini kapatırken, üst üste goller geliyorum derken hiçbir önlem alamadın. Akılcı bir taktik veremedin takımına...
İlk yarıda tek kale oynayan bir Malatyaspor vardı sahada. Pereira'nın attığı golde Ahmet Çalık ve Linnes kademe faciasına imza atarken; Muslera da yine yaptı yapacağını... Bu Muslera neden hiç yan toplara çıkmaz.
Boutaib'in attığı 2. gole bir bakın;
Muslera çıkıp vuruş bölgesini karıştırsa bu gol yenmez. Muslera iki sezondur geriye gidiyor. Stoperler değişiyor sürekli. En pahalıları alınıyor ama yan top zaafı bir türlü bitmiyor Galatasaray'da.
Çünkü Muslera, yan ortaların hepsini seyrediyor...
İlk 45'te Feghouli ve Belhanda ikilisi, Gomis'i hiç topla buluşturamadı.
Galatasaray sadece Yasin'le sağ kanattan etkili olmaya çalıştı, sol kanat yerinde saydı. Malatyaspor hem çok iyi savunma yaptı, hem de çok hızlı hücumlara çıktı. Orta sahada da ev sahibi ekibin üstünlüğü vardı. Galatasaray'daki en büyük eksikliklerden biri de saha içi liderinin olmayışı... Kimse sorumluluk alıp, takımı ateşlemeyi, öne taşımayı düşünmüyor.
G.Saray'ın lideri yok
Cimbom; skor ürütmek için risk alıp, çok adamla rakip kaleye gitti ikinci yarıda.
Ama her atakta kalabalık bir Malatyaspor savunması ile boğuşmak zorunda kaldı. Erol Bulut'un öğrencileri, baskıyı görünce oyunu ustalıkla soğutmasını da bildi. Bu arada Malatyaspor savunmasındaki Sadık, dün muhteşem bir futbol ortaya koydu. Nokta atışı kademeler yaptı.
Oyunun son bölümünde arka direkte topla buluşan NDiaye'nin golü (Galatasaray'ın kaleyi bulan ilk şutu), Aslan'ı ateşlemeye yetmedi. Skor 2-1'e geldikten sonra iyice geriye yaslanan bir Malatyaspor vardı sahada. İşte oyunun kilitlendiği anlarda Belhanda ve Feghouli gibi yıldızlar, problem çözme yeteneğini devreye sokmalıydı.
Ancak iki oyuncu da dün gününde değildi.
İlk yarıda kenardan hiçbir hamle yapamayan Tudor, ikinci yarıya da hükmedecek, maçı çevirecek hocalık aklını ortaya koyamadı. Yapılan oyuncu değişiklikleri de takıma ivme kazandıramadı.
Dün Galatasaray takım halinde formsuzdu. Galibiyete inanmış bir takım yoktu sahada. Bu kadar eksi unsuru cebinde taşıyan Cimbom'dan 3 puan beklemek de hayalcilikten öteye gidemezdi...
Bu zorlu maratonda tabi ki böyle sürpriz diyebileceğimiz yenilgiler olacak.
Ama şampiyonluğa oynayan bir takımın kaybederken bile sahada savaşması gerekir. Dün Galatasaray savaşmadan kaybetti. Asıl düşündürücü olan da budur...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.