Evet! Avrupa’yı susturacağız!
- Zeki Uzundurukan Yazıları
- 17 Mart 2017, 02:06:21, Güncelleme: 17 Mart 2017, 04:01:57
Dakikalar 22'yi gösterirken tribünlerden "Üççç üçççç!" sesleri yükseliyordu.
Beşiktaş şiir gibi top oynuyordu.
Art arda gelmişti ustalık kokan, emek işi gollerimiz... Yunan temsilcisi; pes etmek, diz çökmek üzereydi. Biz Kartal'ın destansı filmini izlemenin keyfini yaşarken, bir anda sanki gökyüzü kara bulutlarla kaplandı, Elyounoussi'nin golüyle bocalamaya başladık.
Tam 'Toparlandık ve 3. golü atmaya hazırız' derken, Aboubakar'ın topsuz alanda rakibine attığı kafa ile sarsıldık.
Hiç hesapta yoktu 10 kişi kalmak.
Aboubakar, Olympiakos kalesine golünü atmıştı tamam da... Gördüğü kırmızı kart ile az daha çeyrek finalimize kafa atıyordu.
Beşiktaş, için 2. yarının 30 dakikalık bölümü tam bir kabusa dönüştü.
10 kişi oynuyorduk, top tutamıyorduk, rakip dalga dalga üzerimize geliyordu. Yakaladığımız kontrataklarda da Quaresma topu eziyordu ve kaptırdığı toplar, kalemize tehlike olarak geri dönüyordu. Nefes nefese kaldığımız anlardı. Tribünler suskundu, ıslık sesleri geliyordu sadece. Acabalar zihinlerde dolaşıyordu. 'Yok yok! Bu Beşiktaş, 10 kişi ile de turu geçer' diyorduk. Ama görüntü bulanıktı.
Sonra bir Gökhan Gönül ortası ve Babel'in önüne indirdiği topa fişek gibi bir vuruşu var. Top ok gibi Leali'nin üzerine doğru gidiyordu, Olympiakos kalecisinin Babel'in şutuna yapabileceği bir şey yoktu.
Gooooolllll sesleri, Dolmabahçe semalarından Yunanistan'a kadar ulaşmıştı. Komşu, yerlerdeydi artık.
10 kişi ile başarmıştık.
Finalin ayak izleri
Sonrasında Cenk Tosun ile bulduğumuz gol, Türk'ün gücünü, kalite farkını ortaya koyuyordu. Aman Allahım! Vodafone Arena'da Babel'in 2. golünden sonra ne büyük bir coşku vardı. Bayram vardı bayram...
Cenk Tosun'un sayısından sonra siyah-beyazlı taraftarlardan desibel rekorları geliyordu.
Bu gurur Türkiye'nin. Bu gurur Şenol Güneş ve öğrencilerinin. Bu gurur siyah-beyazlı taraftarların. Dün gece aşkın rengi SİYAH-BEYAZ'dı.
Beşiktaşımız, çeyrek finale mührünü basmıştı. Ne zaferdi ama. Ne geceydi ama...
Vatan için, bayrak için, kupa için oynayan Beşiktaşımız, tarihe güzel bir not düşüyordu dün gece: "24 Mayıs'ta Stockholm'de görüşürüz." Evet! Bu Beşiktaş'ı final de kesmez artık! Kupa yakışır kupa! Şenol Güneş ve öğrencilerine Avrupa Şampiyonluğu yakışır. Dün gece Vodafone Arena'da finalin ayak izlerini gördük. Bu ayak izlerinin sonunda İsveç var; Stockholm var!
Helâl olsun size! Tebrikler Beşiktaş!
Türkiye sizinle gurur duyuyor!
Kork Avrupa! Türk'ün gücünden kork! Avrupa'yı susturacağız! Ne Hollanda, ne Almanya..! Tek büyük var: TÜRKİYEM! Tek yürek, tek millet, tek bayrak, tek vatanız biz!
Dün gece tarihi zaferi izlerken, çok değerli arkadaşım Arif Çetin, maçla ilgili duygularını yazıya döküp benimle paylaştı. Ben de tüm Türkiye ile tüm Beşiktaşlılar ile paylaşıyorum:
'Mart ayı dert ayı' derler ama 'Mart ayı DERS ayı' oldu bizim için.
Önce Reis, Avrupa'ya ders verdi.
Sonra da Beşiktaş "Konstantinapolis'i fethetmeye geliyoruz' diyenlere hem de 10 kişi kalmasına rağmen gereken dersi verdi...
İşte Türk'ün gücü!"
Beşiktaş şiir gibi top oynuyordu.
Art arda gelmişti ustalık kokan, emek işi gollerimiz... Yunan temsilcisi; pes etmek, diz çökmek üzereydi. Biz Kartal'ın destansı filmini izlemenin keyfini yaşarken, bir anda sanki gökyüzü kara bulutlarla kaplandı, Elyounoussi'nin golüyle bocalamaya başladık.
Tam 'Toparlandık ve 3. golü atmaya hazırız' derken, Aboubakar'ın topsuz alanda rakibine attığı kafa ile sarsıldık.
Hiç hesapta yoktu 10 kişi kalmak.
Aboubakar, Olympiakos kalesine golünü atmıştı tamam da... Gördüğü kırmızı kart ile az daha çeyrek finalimize kafa atıyordu.
Beşiktaş, için 2. yarının 30 dakikalık bölümü tam bir kabusa dönüştü.
10 kişi oynuyorduk, top tutamıyorduk, rakip dalga dalga üzerimize geliyordu. Yakaladığımız kontrataklarda da Quaresma topu eziyordu ve kaptırdığı toplar, kalemize tehlike olarak geri dönüyordu. Nefes nefese kaldığımız anlardı. Tribünler suskundu, ıslık sesleri geliyordu sadece. Acabalar zihinlerde dolaşıyordu. 'Yok yok! Bu Beşiktaş, 10 kişi ile de turu geçer' diyorduk. Ama görüntü bulanıktı.
Sonra bir Gökhan Gönül ortası ve Babel'in önüne indirdiği topa fişek gibi bir vuruşu var. Top ok gibi Leali'nin üzerine doğru gidiyordu, Olympiakos kalecisinin Babel'in şutuna yapabileceği bir şey yoktu.
Gooooolllll sesleri, Dolmabahçe semalarından Yunanistan'a kadar ulaşmıştı. Komşu, yerlerdeydi artık.
10 kişi ile başarmıştık.
Finalin ayak izleri
Sonrasında Cenk Tosun ile bulduğumuz gol, Türk'ün gücünü, kalite farkını ortaya koyuyordu. Aman Allahım! Vodafone Arena'da Babel'in 2. golünden sonra ne büyük bir coşku vardı. Bayram vardı bayram...
Cenk Tosun'un sayısından sonra siyah-beyazlı taraftarlardan desibel rekorları geliyordu.
Bu gurur Türkiye'nin. Bu gurur Şenol Güneş ve öğrencilerinin. Bu gurur siyah-beyazlı taraftarların. Dün gece aşkın rengi SİYAH-BEYAZ'dı.
Beşiktaşımız, çeyrek finale mührünü basmıştı. Ne zaferdi ama. Ne geceydi ama...
Vatan için, bayrak için, kupa için oynayan Beşiktaşımız, tarihe güzel bir not düşüyordu dün gece: "24 Mayıs'ta Stockholm'de görüşürüz." Evet! Bu Beşiktaş'ı final de kesmez artık! Kupa yakışır kupa! Şenol Güneş ve öğrencilerine Avrupa Şampiyonluğu yakışır. Dün gece Vodafone Arena'da finalin ayak izlerini gördük. Bu ayak izlerinin sonunda İsveç var; Stockholm var!
Helâl olsun size! Tebrikler Beşiktaş!
Türkiye sizinle gurur duyuyor!
Kork Avrupa! Türk'ün gücünden kork! Avrupa'yı susturacağız! Ne Hollanda, ne Almanya..! Tek büyük var: TÜRKİYEM! Tek yürek, tek millet, tek bayrak, tek vatanız biz!
Dün gece tarihi zaferi izlerken, çok değerli arkadaşım Arif Çetin, maçla ilgili duygularını yazıya döküp benimle paylaştı. Ben de tüm Türkiye ile tüm Beşiktaşlılar ile paylaşıyorum:
'Mart ayı dert ayı' derler ama 'Mart ayı DERS ayı' oldu bizim için.
Önce Reis, Avrupa'ya ders verdi.
Sonra da Beşiktaş "Konstantinapolis'i fethetmeye geliyoruz' diyenlere hem de 10 kişi kalmasına rağmen gereken dersi verdi...
İşte Türk'ün gücü!"