Hırs, aklın önüne geçerse...
Şenol Güneş'in 30 yıllık teknik adamlık kariyerinde ceza alıp tribünde oturduğu maç sayısı, parmakla sayılacak kadar azdır.
Dün akşam Karabük'te Şenol hoca tribünde, yardımcısı Tamer Tuna saha kenarındaydı...
Disiplin Kurulu'nun (PFDK), olaylı derbinin faturası olarak kestiği alt limitten cezalar bile kimseyi memnun etmemişti.
İtirazlar havada uçuşuyordu... Ne kamu vicdanı memnundu bu cezalardan, ne Beşiktaş, ne de Fenerbahçe...
Ortaya şöyle bir tablo çıkmıştı Türk futbolunda:
"Vurayım, kırayım, parçalayayım!" ama ceza almayayım! Yok öyle yağma! Herkes ektiğini biçecek...
Spor Bakanımız Sayın Akif Çağatay Kılıç'ın dün yaptığı açıklamalar "Yeter artık!" vurgusundaydı. Gözdağı verdi taraftarlardan - futbolculara, yöneticilerden - teknik direktörlere kadar.... Futbolun bütün paydaşlarına. Bakan Kılıç, "Maçtan sonra soyunma odası koridorlarında çıkan olayları asla kabul etmiyoruz ve soruşturma başlattık. Kim ne yapmışsa hepsinin hakkında hukuki işlem yapılacak. Olay çıkaranlar adaletin önünde hesap verecekler" dedi. Dilerim ki bu, Türk futbolunda bir milat olur.
Bakan Kılıç aslında şu mesajı verdi futbol dünyasına: "Milyonları peşinden sürükleyen bu güzel oyunu daha fazla kirletmenize müsaade etmem!" Düne kadar umutsuzdum Türk futbolunun geleceği adına. Ama Bakan'ın bu kararlı tutumu ve sert mesajları beni umutlandırdı.
Türk futboluna bahar mevsiminin gelmesi için böyle bir sert çıkışa ihtiyaç vardı. Ağzınıza sağlık Sayın Bakanım!
Türk futbolundaki sorunlar bitmez; biz maça dönelim...
İlk yarıda oyunu bir türlü rakip kaleye yıkamayan bir Beşiktaş vardı sahada.
Quaresma her zaman olduğu gibi ceza sahasına etkili ortalar yağdırdı ama bu ortalara ne Talisca ne de Cenk Tosun vurabildi!
İgor Tudor'un öğrencileri ise ilk 45'te Yatabare ve Ceyhun Gülselam ile iki net fırsatı gole çeviremedi. Latovlevici, sol kanattan etkili bindirmeler yaptı, Gökhan Gönül çok çaresiz kaldı, yardıma gelen takım arkadaşı da olmadı. Kenardan Tamer Tuna da zaafları görüp oyuna müdahale edemedi.
Tudor hocalık dersi veriyor!
Beşiktaş'ı ilk yarıda iyi analiz eden Tudor, Tanase'yi çıkararak Ermin Zec ile ikinci yarıya başladı. Bu hamle ev sahibi ekibe golü getirdi. Ceyhun'un pası kadar Ermin Zec'in golden önce üç Beşiktaşlı oyuncuyu etkisiz hale getirip, Fabricio'nun üzerinden aşırtma vuruşu da jeneriklikti.
Beşiktaş geriye düştükten sonra, Quaresma dışında skoru çevirmek için savaş veren yok gibiydi...
Kartal'ın silkelenip kanat çırpması, pençesini göstermesi için bir şeyler yapılması gerekiyordu. Ve ilk hamle geldi Tamer hocadan.
Oğuzhan'ın yerine Tolgay oyuna dahil oldu. Tolgay da takımı ateşleyemeyince, Gabon'dan (binlerce kilometre uzaktan) gelen Aboubakar'a sarıldı Tamer Tuna. Tel tel dökülen Babel'in yerine girdi Kamerunlu forvet! Derken Kardemir Karabükspor'un 2. golü geldi.
Seleznyov, tam 6 Beşiktaşlı oyuncunun arasından fileleri gördü!
Aboubakar'ın golü de Kartal'ın kanat çırpmasına yetmedi!
Beşiktaş dün Karabük'teydi ama aklı ve patlayıcı gücü derbide kalmıştı. Hala Fenerbahçe ile oynadığı kupa maçının etkisinden kurtulamamıştı Kara Kartal! Hal böyle olunca da yenilgi kaçınılmaz oldu!
Dün Beşiktaş, şampiyonluk yarışında çok büyük bir avantajını kaybetti!
İgor Tudor'u alkışlamak lazım. Bütün büyük maçlarda kalitesini ve zekasını ortaya koyuyor.
Galatasaray'ın radarında Hırvat hoca!
Gelirse çok başarılı olur.
İnsanın hırsı hiçbir zaman aklının önüne geçmemeli...
Hırs çok önemli ama bu hırsımızı; aklımız, mantığımız ve kalbimizle yoğurup kullanmalıyız...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.