KORKTULAR!
Derbinin özellikle ilk yarısında futbol adına çok fazla bir şey göremedik. Ülker Stadı'nın muhteşem tribün atmosferi ve renkli görüntüleri, yılbaşı kartpostallarını hatırlattı bize... Koca 45 dakikada Volkan Demirel'e hiç iş düşmedi.
İlk yarı Fenerbahçe hücumcuları ile Beşiktaş savunmacıları arasında geçti diyebiliriz. Ancak net bir gol pozisyonu ya da etkili bir kaleci performansı da göremedik ilk yarıda. Fenerbahçe, Atiba'yı etkisiz hale getirmeyi başarınca siyah- beyazlı takımın bütün pas bağlantıları da kesildi. Atiba'nın devre dışı kaldığı dakikalarda Tolgay ve Oğuzhan'ın devreye girmesi gerekiyordu ama onlarda vasat bir görüntü sergiledi.
Böyle olunca Beşiktaş'ın bütün hücum gücü Quaresma'nın omuzlarına yüklendi.
Portekizli yıldız da çok fazla topla buluşamayınca Kara Kartal, Kadıköy'deki derbinin ilk yarısında rakibine hiç diş geçiremedi.
Fenerbahçe ise Skrtel ile yakaladığı çok net bir fırsatı gole çeviremedi. Çok fazla pozisyonun yaşanmadığı, keçiboynuzu tadında bir ilk yarı izledik derbide.
Advocaat, Aatıf'ın yerine Volkan Şen hamlesi ile yaparak ikinci yarıya başladı. Şenol Güneş de takımı hücumda etkisiz kalınca Aboubakar kozunu devreye soktu. Hem de Beşiktaş'ın en büyük hücum silahı Quaresma'yı çıkararak. Evet Quaresma çok etkisizdi o dakikaya kadar.
Belki Şenol hoca, Portekizli yıldızın gereksiz bir kart görüp cezalı duruma düşmesine sinirlenmiş olabilir veya kırmızı kart görme ihtimalini ortadan kaldırmak için böyle bir hamle yapmış olabilir. Ama Kartal'ı oyunun üçüncü bölgesinde oynatan isim haftalardır Quaresma'ydı. Bu değişikliğe en çok sevinen herhalde Advocaat olmuştur.
Sow çıkar mı hoca?
Çünkü Quaresma çıktıktan sonra Beşiktaş, üçüncü bölgede hiç top tutamadı.
Oyunun son bölümünde Beşiktaş savunmaya çekilip, hızlı kontrataklarla gol ararken; Volkan Şen'in ve Lens'in girişi ile daha da hareketlenen Fenerbahçe, kazanabilmek için tüm hücum taktiklerini denedi. Advocaat'ın Sow'u oyundan alması hataydı.
Kaleci Fabricio günündeydi. Özellikle de yan toplarda hiç hata yapmadı.
İki takımın da orta sahası, birbirlerine üstünlük sağlayamadı. Bütün yük kanatlara yıkıldı. Kenarlardan da etkili ortalar gelmeyince gol yollarında büyük kısırlık yaşandı. Fenerbahçe 90 dakika daha üstündü ama net pozisyon sayısı çok azdı sarı-lacivertlilerin. Kaybetmemek odaklı sahaya çıkan Beşiktaş ise birkaç cılız şut dışında rakip kalede görünmedi.
Hakem Hüseyin Göçek, Hasan Ali'nin hava topu mücadelesinde Gökhan Gönül'e yaptığı faulde ve Van Persi'nin pasında Tosic'in elle oynadığı pozisyonda sarı kart göstermeliydi.
Hakem yine de sonuca etki edecek bir hata yapmadı.
Aslında derbide iki hoca da kaybetmekten korktu. Fenerbahçe daha çok golü düşündü. Ama bu Advocaat'ın cesaretinden kaynaklanan bir durum değildi.
3 puana daha çok ihtiyacı olduğu içindi. Lider Başakşehir'in 2 puan bıraktığı haftada iki takipçisi de kazanamadı.
Özellikle Fenerbahçe büyük bir fırsatı tepmiş oldu. Çünkü Beşiktaş liderle arasındaki 2 puanlık farkı korurken, Fenerbahçe ile zirve arasındaki 6 puanlık fark devam etti.
Dünkü maçın ana fikri olarak şunu söyleyebiliriz: Korkaklar asla zafer kazanamaz...
Hiçbir zafere de çiçekli yollardan gidilmez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.