Pereira görünümlü Advocaat
- Zeki Uzundurukan Yazıları
- 02 Ekim 2016, 23:15:25, Güncelleme: 02 Ekim 2016, 23:23:57
Aslında bir test maçıydı aynı zamanda Fenerbahçe için. Çünkü Osmanlıspor ligin en etkili takımlarından biriydi.
Daha maçın hemen başında Numan'ın kafa vuruşunda üst direkten dönen top, Fenerbahçe için bir uyarı niteliğindeydi.
Kaleci Volkan'ın yaptırdığı penaltı ve Badou Ndiaye'nin penaltı golüyle geriye düşen Fenerbahçe adeta uykudan uyandı.
Ardından Emenike, Sow ve Souza, Osmanlıspor savunmasına zor anlar yaşattı.
Fenerbahçe, bütün ataklarını neredeyse sol kanattan İsmail ve Volkan Şen ile geliştirdi. Ancak Aminu gibi etkili bir oyuncu vardı bu ikilinin karşısında.
Aminu özellikle İsmail Köybaşı ile girdiği mücadelelerde bütün topları kazandı.
Musa Çağıran ve Mehmet Güven Osmanlıspor orta alanında Fenerbahçeli oyuncuların pas bağlantılarını kesti.
PEREİRA DAHA CESURDU
F.Bahçe'nin sağ kanadı hiç işlemedi ilk yarıda. Osmanlıspor takım savunmasını çok iyi yapan bir takım. Ndiaye rakip savunmalar için tam bir kabus. Hem çok hızlı hem de sürekli golü düşünen bir oyuncu. İlk yarıda Osmanlıspor'un istediği gibi bir oyun vardı sahada. Fenerbahçe'nin ilk yarıda en çalışkan oyuncusu Souza'ydı. Çok açık kapattı Souza.
Advocaat'ın ikinci yarıya Persie ile başlaması Fenerbahçe'ye beraberliği getirdi.
Ardından Musa Çağıran'ın direkten dönen serbest vuruşu, maçın her iki tarafa da gidebileceğini haber verir gibiydi.
Ancak Avrupa yorgunu iki takım, 70'ten sonra tempoyu düşürdü mecburen.
Persie hazır bir görüntü vermedi ama Hollandalı forvet bu hali ile bile her maçta gol atar. Çünkü bu adam sanki gol atmak için dünyaya gelmiş. Ayrıca Persie girdikten sonra daha etkili bir Emenike izledik. Dün ilginç bir maç oldu. Skor eşitlendikten sonra çok gol pozisyonu izledik.
Bu arada Mete Kalkavan kötü bir maç yönetti. Hatalı bir penaltı verdi; yanlış kartlar çıkardı. Advocaat'ın özellikle deplasmanlarda F.Bahçe'ye oynattığı futbolu beğenmiyorum. O çok eleştirilen Pereira bile daha cesur futbol oynatıyordu Fenerbahçe'ye. Başkentte Fenerbahçe adına Pereira ruhu vardı sahada. Bu futbol, sarı-lacivertlileri çok ileri taşıyamaz.
ASLAN KRAL RİEKERİNK
Öncelikle şunu söyleyelim. Bu muhteşem takım, stajyer gözüyle bakılan Riekerink'in eseri.
Bir takım, Eren Derdiyok ve Tolga Ciğerci transferleriyle nasıl böylesine kükreyebilir yoksa. Tamam Bruma da döndü. Ama Riekerink olmasaydı belki de Bruma şu anda başka bir takımda kiralık top koşturuyor olurdu.
Riekerink sayesinde kupalar alındı.
Gitti gidecek gözüyle bakılan yönetim, koltuğunu sağlamlaştırdı.
Ve en önemlisi, takıma sırtını dönen sarı-kırmızılı taraftarlar, müthiş bir coşku ile Galatasaray'ı desteklemeye başladı.
Dün TT Arena'da bu sezonun en coşkulu ve görkemli taraftar topluluğunu gördük.
Dün Galatasaray daha ilk yarıda işi bitireceği maçta isabetsiz şutları ve Sabri'nin kademe hatası yüzünden geriye düştü. İkinci yarıya başlarken Riekerink'in Podolski hamlesi ile coştu da coştu Cimbom.
Önce Selçuk'un jeneriklik serbest vuruş golü geldi. Ardından çılgınlar gibi rakibin üzerine giden bir Galatasaray çıktı sahneye... Ve sonrasında Arena'da Panzer geçişini izledik. Podolski kalitesiyle gelen iki gol ve farklı bir galibiyet.
Galatasaray oynuyor, taraftarı coşuyor.
Bu G.Saray'da Bruma ve Yasin gibi süratli iki kenar oyuncusu olduğu sürece Aslan her zaman kükremeye devam eder.
G.Saray, şu anda ligin en hızlı ve en keyif veren futbolunu oynayan takım. Dün de böyle oynayıp farklı galibiyete ulaştılar...
Bruma hızlı oyunuyla, Muslera çalımlarıyla, Selçuk süper frikiğiyle, Podolski de iki şık golüyle kocaman bir alkışı hak etti.