Sonuçları değil başlangıçları değiştirmek gerekir
Ey Yontma Taş Devri'nden kalma insan!
Ayakkabı giymek içindir, insanların kafasına atmak için değil... Yalınayak ve Orta Çağ karanlığı zihniyetli insan; o ayakkabıyı sadece bu ülkenin değil, dünyanın saygı ile önünde eğildiği bir değere attın sen... Şenol Güneş'i tribüne çıkarken alkışlayan muhteşem Beşiktaş taraftarına bir büyük alkış da ben gönderiyorum...
İşte Beşiktaşlılık duruşu bu!
Pazar günkü derbide centilmen Beşiktaş taraftarı yine 10 numara 'duruş' sergiledi. Ya protokol tribünündeki o birkaç adeta 'ayakkabı', 'pet şişe' ve 'leblebi' kafalı insan, sizler taraftar olamazsınız.
Sizler aslında o attığınız cisimleri, kendi kafanızda parçaladınız... Farkında bile değilsiniz...
Ey amatör kümede bile maç yönetemeyecek kadar kötü performans sahibi 'dişçi' Tolga Özkalfa!
Sen git, ağrıyan dişleri çek! Çünkü senin mesleğin dişçilik. 59'da Beşiktaş'ın nizami golünü yedin. 74'te Rüştü'ye kırmızı kartı gösteremedin. Trabzon'un penaltısını vermeye cesaret edemedin. Bir de sahada aslanlar gibi futbol oynayan Burak'a hiç hak etmediği halde sarı kart gösterdin, cezalı duruma düşürdün.
Şenol Güneş'i tribüne göndererek MHK'ya adeta bu mesajı gönderdin: "Ben bu işi bilmiyorum. Bana bundan sonra maç vermeyin!"
Bu ülkede tribüne gönderilecek en son hocadır Şenol Güneş...
Güney Kore ağlayarak gönderdi Şenol hocayı Türkiye'ye... Hocamızı ayrı yere koyup, değerini bildiler... Uzakdoğu'daki üniversiteler, Şenol Güneş'in toplumsal mesajları ile eğittiler öğrencilerini... Bizler anlayamıyoruz futbolumuzun 'öğretmen' ve 'bilge' insanını, Şenol hocamızı...
Senin o tribüne gönderdiğin Şenol Güneş büyüklüğünü bir kez daha ortaya koydu ve dün yaptığı açıklamada"Hakem tarafından oyundan çıkarılmam bana ve bugüne kadar verdiğim mesajlara yakışmadı.
Bu nedenle tüm spor kamuoyundan, hakemlerden ve taraftarlardan özür diliyorum...
Beşiktaş taraftarının maça yönelik olumsuz bir tavrı olmadı. Kendilerine teşekkür ediyorum..." dedi.
Ey Tolga Özkalfa! Şimdi yüzün kızarmayacak mı, utanmayacak mısın Şenol hocayı tribüne gönderdiğin için...
Sevgili Olcay Çakır'ın da dediği gibi "Şenol Güneş'i tribüne yollayan ülke futbolu, kendini de 'aut'a atmış oldu İnönü'de!"
Ey 16 Aralık'ta çıkıp, "Trabzon'un üç penaltısı irdelenmeli" diyen Aykut Kocaman!
Ne kuvvetli nefesin varmış ki; bu konuşmadan sonra Trabzonspor'un buz gibi net penaltıları verilmedi.
Konuşanın, isyan edenin, ağlayanın kazandığı bir sisteme doğru gidiyor ülke futbolu... Ama gün gelecek Fenerbahçe de hakem hatalarına kurban gidecek.
Fenerbahçe'nin de canı yanacak. Bunu hakemlerin kötü performansı açıkça gösteriyor... MHK Başkanı Oğuz Sarvan, hakem hatalarını sessizce ve film gibi izliyor. Bilmiyor ki, en şiddetli fay hatları kendi oturduğu koltuğun tam altından geçiyor... Sayın Sarvan, hakemleri ciddi biçimde uyarmazsa, maçlara doğru hakem atamaları yapamazsa sezon sonunda bütün fatura kendisine kesilir...
Trabzonspor ve Fenerbahçe, son haftaya kadar şampiyonluk için savaş verecek.
Bursaspor da iki takımın arasından sıyrılmak için fırsat kollayacak. Biri şampiyon olacak.
Ama üç takım da kalan 10 hafta için şunu asla unutmasınlar: Bu yolda ciddi hakem hataları yine olacak.
Hatalar oldukça bıçağın ağzı gibi gerilecek sabırlar...
Şampiyon olmak için yeri gelecek hakemleri de (hakem hatalarını da) yeneceksin.
Çünkü şu ana kadar yaşananlar, bunun açık bir göstergesi...
Sözün özü:
Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bulunursa, yanlış da bilinir, ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz. Silgin kaleminden önce bitiyorsa yanlışların çok demektir...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.