Abdullah Avcı dokunuşu
Trabzonspor, çok zorlu geçeceği önceden tahmin edilen bir maç oynadı.
Bu açıdan bakıldığında tuhaf bir karşılaşmaydı zira maç zor göründü ama aslında kolay geçti.
Burada Trabzonspor takımının kolektif oyun zekası ve tekniği, yüksek teknik kalibresi belirleyici oldu.
Eksiklerle başı ağrıyan Trabzonspor'da maçın başında Cornelius'un yaşadığı sakatlık, takımı bir anda elindeki üçüncü hücumcu olan Koita'nın eline bıraktı.
Bu noktada Nwakaeme, Hamsik ile beraber oyuna üst düzey akıl katarak maçı Trabzonspor tarafına getirdiler.
Skor avantajına rağmen Adana Demirspor oyunu forse eden taraf gibi gözüktü.
Yazının başında belirttiğim gibi sadece gözüktü. Topla oynadılar, pozisyon aradılar ama alan bırakmayan Trabzonspor savunması tarafından hipnotize edilmiş gibi.
Burada Abdullah Avcı'nın hakkını bir kez daha teslim etmek gerekiyor.
Zira Adana Demirspor oyunun üstün olan tarafı gibi gözükse de Balotelli ve Svensson ile buldukları pozisyon hariç net bir pozisyon üretemediler.
Orta sahadan hızlı çıkıp oyunu kanatlara yayma ve pozisyon üretme çabaları Trabzonspor'un direnç ve konsantrasyonu karşısında eridi gitti.
Trabzonsporlu oyuncuların özgüveni ve konsantrasyonu, takım savunmasındaki özverileri kendini hemen her pozisyonda belli etti.
Bunun bir Abdullah Avcı dokunuşu olduğunu ta Başakşehir zamanından hatırlıyoruz aslında.
Şunu artık belirtmenin zamanı geldi de geçiyor, Abdullah Avcı'nın Trabzonspor'unun takım olarak sergilediği bütünlük, eksiklere bir bahane olarak sarılmak yerine konsantrasyonu ve fedakarlığı ön plana çıkaran takım ruhu ligin kaderini belirliyor.
Devre arası Trabzonspor'un yapacağı hamleler ligin boyunun ne kadar kısalacağının en önemli belirleyicisi olacak. Ortaya koyduğu karakterle ligin kaderini avuçlarına alan Trabzonspor, bundan sonrası için eksiklerini giderip daha güçlü şekilde yoluna devam etmek zorunda… Bu zorunluluk rakiplerinden değil, bu takımın mücadele azmi ve hedefe kilitlenmişliğinden doğuyor…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.