Var bir hayalimiz

DÜN önce Kasımpaşa-Konya, sonra Beşiktaş-Samsun maçlarını izleyince futbola gerçek anlamda YAPAY ZEKA müdahalesinin şart olduğunu anladım.
Kim, nasıl yapar bilmiyorum ama birileri 90 dakika boyunca, kaybedilen zamanı, yerde yatan oyuncuların çaldıkları süreyi, bu sebeple kesilen atakları hesaplayıp, kötü futbol katsayısıyla çarpıp maçın "gerçek" sonucunu açıklayacak bir sistem bulmalı, kurmalı!
En küçük bir temasta yere düşen kalkmıyor, oynamak, tempo yapmak isteyen takımın vay haline… Beşiktaş'ın ligde bir iddiası yok zaten haftalardır galibiyete hasret.
Öne geçtikten sonra da tempo yapmaya çalışmış, daha çok topla oynamış, daha iyi paslaşmış, futbolu güzelleştirmek için gayret sarfetmiş.
Buna karşılık Samsunsporlu oyuncuların faul dışında yaptıkları tek şey kendilerini yere atmak.
Hakem de FIFA'nın tavsiyesine uyup OYNAYANI kollamak yerine OYNAMAYININ tuzaklarına düştü düştü durdu!
Yazık, günah bu futbola.
Oysa Marcus Gidsol'la birlikte farklılaşan bir Samsunspor vardı ve harika bir maç izleyebilirdik.
İzin vermediler!
Beşiktaş'ta Muci, Semih, Rashica, Muleka'yı ilk kez on birde, birlikte seyrettik.
Olması gereken bu. Ghezzal'la kuracağın oyunu bu çabuk oyuncularla renklendireceksin.
Atılan gol, diğer pozisyonlarda Semih ve Muçi'nin ikili oyunları, harikaydı. Bu ikili varken, ne Tosun Paşa'nın, ne de taraftarın gönlünden kovduğu Aboubakar'ın bu saatten sonra Kartal'a faydası olmaz.
Santos en azından bunu görmelidir...
Sansot, 10 yıl öncesinin, İnsigne, Merten, Hamşik, Jorginho, Zielinski'li Napolisinin maçlarını izlerse demek istediğimizi daha iyi anlayacaktır.
Amerika keşfedildi, tekrarına gerek yok!