Pilav üstü az futbol
Federasyonu Cumhuriyet'le birlikte kurup FIFA üyesi olmuşuz, o günden bu güne yaptığımız yatırım, verdiğimiz emek milyar dolarları bulmuştur. Hal böyleyken neden futbolumuz bir arpa boyu yol alamaz ve ortalama bir futbol ülkesinin yılda birkaç kez karşılaşabileceği olayları biz neden bir haftaya sığdırabiliyoruz. 40 yıllık tecrübeyle çok net bir teşhiste bulunayım; bizde adalet isteyen yok, haksızlık pastasından en büyük dilimi kapma yarışı var!
Nabza göre şerbet
Galatasaray yönetimini (G.Saray'ı değil yönetenleri) çok eleştirdiğimi düşünüyor taraftar ama nedenini hiç sorgulamıyor. Eleştiriyorum çünkü yukarıda anlattığım manzarayı en çok onların tavırları özetliyor. Maç ya da puan kaybettikleri anda, "Ligi bitirmeyiz... Var kayıtları elimizde... Bakın bu son uyarıdır..." tehditleri gırla giderken; mutlu oldukları anda etrafa gülücük dağıtıp "Futbol dostluk, kardeşliktir futbol ailesini germeyelim" moduna giriyorlar. Üç gün önce "Bu TFF'yi biz seçtik sahip çıkmalıyız" derken üç gün sonra, "Tarihin en kötü TFF'si bunlar ve derhal istifa etmelidir" stratejisine geçerken tutarlılık v.s akıllarının ucundan geçmiyor. İşte bu nedenle son 20 yılda Galatasaray Türk futbolunun tüm köşe başlarını tutmuştur ve her maçta da bunun nimetlerini yemektedir.
Maç buzdolabında!
Son derbi çarpıcı bir örnek. Halil Umut Meler'in iyi bir Galatasaraylı olduğunu herkes bilir. Bu maça atanması da tesadüf olamaz. Yapay zeka yapmış yapacağını! Peki neler yaptı Halil Umut Meler şimdi gelelim oraya. Semih'in ayağına basıldığında oralı bile olmadı... Kerem, Semih'e tekme attığında faulü Kerem'in lehine verdi... Penaltı olmayan pozisyonda iki dakika penaltı aradı, penaltı olan pozisyona dönüp bakmadı!.. Beşiktaş harika bir kontratakta Galatasaray'ı üçe bir yakalamışken oyunu durdurdu ve topu bir metre geriye koydu. Bu da yetmedi, etrafındaki tüm futbolcularla bu konuda derin sohbetlere dalarak herkesin, sahadaki yerini almasını sağladı!.. Hiçbir maçta, sahaya hiçbir şey atılmasın ama bizim her maçımızda en azından, su ve çakmak atılır ve hakem uyarı yaparak geçiştirir bu durumu. Halil Umut Meler öyle yapmadı, Amerika'yı yeniden keşfederek yardımcılarını yanına çağırdı ve beş dakika maçı buzdolabına koydu adeta...
Anne şefkatli Meler
Barış Alper, Beşiktaşlı futbolcularla agresif bir şekilde tartışırken, (Daha önce bir çok maçta bu olayları belli mesafeden izlediğini biliyoruz) aniden tartışmanın arasına dalarak Barış'ı adeta bir anne şefkatiyle sarıp sarmalayıp olay yerinden uzaklaştıran Meler, Cenk Tosun'la konuşurken öyle hiddetleniyor ki, şah damarı öfkeden patlayacak hale geliyor... Tecrübeli (!) hakemler böyledir. Bakarlar ki sahada güzel bir skor var, sizin lehinize çaldıkları düdüklerle dahi sizi yerle bir ederler. İki atak üst üste yaptırmazlar. Tempoya asla izin vermezler. Siz benim yaptığım gibi pozisyon pozisyon saymaya kalktığınızda da karşı taraf da aynı şeyi yapar, çünkü hakem bunu da düşünmüş yeteri kadar kozu karşı tarafın eline vermeyi de ihmal etmemiştir... Körler, sağırlar birbirini ağırlar misali oynadığımız oyuna futbol diyoruz. TFF ne ekerse takımlar onu biçiyor, hakemler rüzgara göre hareket ediyor, kulüpler, futbolcular, sosyal medyadaki troller de bunu bildikleri için ona göre gardlarını alıyorlar. 'Pilav üstü az futbol' gibi bir şey bizimkisi!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.