Yıldızlara uzanmak!
Sezon başındaki manzaraya bakarsak Beşiktaş ve Sergen Yalçın için durum hiç de iç açıcı değildi... Fenerbahçe önemli (Yanılmıyorsam 16 oyuncu aldılar) transferler yapmış, Galatasaray'ın, Falcaolu, Diagneli, Belhandalı zaten iyi bir kadrosu varken üzerine Emre Kılınç'ı almış, Başakşehir zaten geride kalan sezonun şampiyonuydu. Bir tek Trabzonspor güç kaybetmiş diyebiliriz... Peki ya Beşiktaş? Her şeyden önce Elneny, Caner, Gökhan gibi üç usta gitmiş... Burak Yılmaz gibi bir golcü, Boateng gibi de iyi bir alternatif oyuncu kaybedilmiş... Yani... Yanisi şu, sezon başı Beşiktaş için şampiyonluk şarkısı söylememiz istenilse; zor dostum zor, derdik! Sanırım herkes öyle derdi... Sıradan her teknik adam korkardı!.. Sergen Yalçın korkmadı... Her darbeyle biraz daha güçlendi adeta... Zor olanı yaptı, zorlukları derinden kavramayı seçti... Kafasını kuma gömmedi, korkmadı, kendine ve oyuncu gurubuna güvendi, inandı...
H H H
Kadroya yeni katılan Ghezzal, Aboubakar, Welinton, Mensah, Josef De Souza, Larin, Roiser gibi oyuncularla yol yürüyecekti ve hangisinin nasıl bir performans sergileyeceğini kimse bilmiyordu... Dahası savunmanın solu ve kalesi de alt yapıdan gelen iki genç adama emanet edilecekti... İşte bu şartlarda hayata ve futbola doğru ve cesur gözlerle bakan Sergen Yalçın, zorluklarla beraber bir kolaylık olduğunu iyi biliyordu... Zorluklar insanın karakterini yüceltir, sinirlerini çelik gibi yapar, bir bakıma gücüne güç katar, yeter ki korkmak yerine savaşmayı seçenlerden olun... Hoca bunu yaptı... Kendi inandığı doğrulara yeni-eski tüm oyuncularını inandırdı... "Bana güvenirseniz genç olanlarınız geleceğe doğru sağlam adımlar atar, zirveye çıkıp geri düşmüş olanlarınız ise yeniden zirveyi görürsünüz" diyerek felsefesini tüm oyuncularının yüreklerine kazıdı...
H H H
Deyim yerindeyse ki, bana göre tam yerinde; mutluluğun resmini kolayına kaçmadan yapmayı tercih etti Sergen Yalçın... Etrafındaki çiçeklerle yetinmedi, "yıldızlara" uzandı, büyük düşündü... Korkanlara inat, cesaretle yürüdü ve yürüyor... Ligin ilk yarısında yapılanlar destanın yarısıydı... İkinci bölümü şimdilerde yazılmakta... Cenk Tosun da tam zamanında geldi ve Kartal'ın gücüne güç kattı... Ve Başkan Ahmet Nur Çebi de manzaranın tam olarak farkında... O nedenle tüm camianın motivasyonunu bozacak olan sözleşme konusunu derhal çözmek için düğmeye bastı... O işte bitti bitecek... Belki yarın, belki yarından da yakın... Sonra mı? Sonra, Kartal çok daha sıkı bir yumruk halinde saldıracak rakiplerine... Öyle koşacak çifte kupa hedefine...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.