Tarih affetmez!
Türkiye günlerdir kupa derbisinde yaşananları kilitlenmiş durumda. Son kararı bugün TFF verecek ve aslında manzara net; eğer Devlet güçleri yaptıkları araştırma sonucunda örgütlü bir eylem, kumpas v.s bulur ve kanıtlarlarsa; olay zaten boyut değiştirecek ve o takdirde maç kaldığı yerden tekrar oynanacak. Kumpas yok ise bu defa da Fenerbahçe hükmen mağlup olacak.
Akıl ve mantık dışı açıklamalar
İşin bu tarafına söyleyecek tek kelimem yok kararı bekleyeceğiz.
Ancaaaaak, dün Aziz Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu'nun önceki gün ise Aykut Kocaman'ı yaptığı akıl, mantık dışı açıklamalara söyleyecek çok sözüm var.
Sözlerime iki tarihi itirafla başlayacağım ama önce o itiraflar neden önemli onu söyleyelim.
"Tecrübe mi konuşuyor acaba!?"
Konu 1995 yılında oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe şampiyonluk maçı... İtiraf edenler dönemin Fenerbahçe Başkanı Ali Şen ve dönemin yıldız oyuncusu Tarık Taşgün.
İtirafları okuduğunuz zaman, Şenol hocayı bir anlamda sahtekarlıkla suçlayan Aykut Kocaman'ın bu konudaki tecrübesi nereden geliyor onu anlayacaksınız! Dikkat!
Aynı şekilde başta Tolga Zengin olmak üzere Beşiktaşlı oyuncuları tribünleri germekle suçlayan Aziz Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu'nun basın toplantısında işlerine gelen bir çok örnekten bahsetmelerine rağmen, bu konuya neden hiç değinmediklerini de anlayacaksınız.
Öyleyse gelsin itiraflar, bakalım, kimin, tarihinde, bu tür tecrübeler varmış hep birlikte anlayalım.
Önce Ali Şen... Yıl 2005 ve Futbol Ekstra Dergisi'nde Ali Başkan'ın müthiş bir ropörtajı yayımlanıyor. İşte bu itiraflar o ropörtajdan:
Şen: Aygün'ü mumyaya çevirin!
ALİ ŞEN:... Aygün'ün kafasına taş gelmişti, kan akıyordu.
Doktora sordum, "Efendim mühim bir şey değil" cevabını verdi. "Derhal kafasını sarın, Aygün mumyaya dönecek. Bir tek gözlerini göreceğim.
Bu vaziyette otelin içinde bir tur atacak" talimatını verdim. Ertesi gün bütün gazetelerde Aygün'ün kafası sarılmış fotoğrafları vardı. O zaman Başbakan olan Mesut Yılmaz, o gün Tekirdağ'daydı.
Ben Trabzon'dan kıyameti koparıyorum;
"Maçı oynamıyoruz, Trabzon'un şampiyonluğu hayırlı olsun" diye. Çünkü Ankara'nın emir vermesi halinde jandarmanın Trabzon'a geleceğini biliyorum.
"Trabzon'u önce masada yendik"
O zaman sıkıyönetim de yok. İşte biz o gün Trabzon'a sıkıyönetim getirdik. Bir gecede 3 bin 500 jandarmanın kente gelmesini sağladık ve Trabzon'daki sıcaklığı aldık.
Avni Aker Stadı'nın tribünlerinin taraftar - jandarma, taraftar - jandarma şeklinde dizilmesini temin ettik. Şimdi bütün bunlar akıl işidir. Biz 1995'te Trabzonspor'u önce
masada yendik. Sonra futbolcular sahaya çıktı ve çerçeveye iki gol attılar." Evet, aynen böyle diyor Efsane Başkan Ali Şen...
Olmayan bir taş nasıl baş yarmış ve memleket nasıl ayağa kaldırılmış onu anlatıyor!
"Atılan yumurtaydı ve bir şeyler yapmalıydım!"
Ve sırada Tarık Taşgün'ün 10 Ekim 2013 günü Hürriyet Gazetesi'ne yaptığı itirafları var; onlar daha da feci; hadi bir göz atalım:
Tarık: "Aygün'ün kafasına bir yumurta isabet etti ama hiçbir iz yoktu. Oysa bütün televizyon kanalları alt yazıyla Fenerbahçeli futbolcuların Trabzon'da saldırıya uğradığını, otobüsün camlarının kırıldığını, Aygün'ün de kafasından yaralandığını geçmeye başladı.
Aygün oda arkadaşımdı ve kafasına baktığımda kızarıklık dahi olmadığını gördüm.
Bunun üzerine Aygün'e;
'Oğlum bir şeyler yapmalıyız yoksa tüm olayların sebebi senin olduğun yazılıp çizilir.
Futbol hayatın biter' dedim.
"Aygün'ün kafasına kültablasıyla vurdum"
Sonra da Aygün'e biraz dişini sıkmasını tembihleyip otel odasındaki cam kül tablasını elime aldım ve var gücümle yumurtanın geldiği yere vurdum. Aygün'ün kafası şişti. Ardından sargıya alıp yazılanları doğru çıkardık.
Başka çaremiz yoktu." Vay vay vay... Ben de diyorum, Aykut hoca neden Şenol Güneş'in numara yaptığını düşünüyor! Meğer böyle bir tecrübesi varmış, çünkü Aygün skandalı yaşanırken Aykut Kocaman da o kadroda yer alıyor ve Trabzonspor'a bir de gol atıyor!
Derler ya; kişi kendi gibi bilir herkesi!
Sanırım; Aziz Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu'nun, Beşiktaşlı oyuncuların ortamı gerdiğini iddia etmelerini sebebini de artık daha iyi anlamış durumdasınız...
Öbür taraftan farkındaysanız, toplantıda Yıldırım ve Mosturoğlu hep işlerine gelen örnekler verdiler ve işlerine gelen konuların altını çizdiler...
Misal, Şenol hoca hakemi beklemeden kaçtı dediler ama Trabzonspor-Fenerbahçe maçında hem de oyun devam ederken kaçan Ersun Yanal'ı unuttular nasılsa!!!
Aygün rezaletini de atladılar sanırım.
Küfürle en çok mücadele ettiğini söyleyen Aziz Yıldırım, kendi taraftarına 'paralı köpekler' diye haykırdığını unutmuş olmalı!
Yani, yanisi şu; boş geç Aykut hoca, hiç anlatma Aziz Başkan ve lütfen sen de sus sevgili Mosturoğlu; hepimiz kırk kişiyiz ve birbirimizi biliriz!.. NOKTA.
Not 1: Röportajlardaki alıntılar anlam bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapıldı.
Not 2: Ali Şen, ilk röportajı verdiğinde Aygün'ün kafasına taş geldiği için kanadığını zannediyor. Hürriyet'te Tarık Daşgün'ün itiraflarını okuduktan sonra ise yine Hürriyet'e şu yorumu yapıyor:
Bu futbolculardan korkulur, o kül tablası olayını bana bile söylemediler!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.