İnanırsak parçalarız
Beşiktaş, tarihinin en önemli maçlarından birini Lyon ile oynayacak.
Karşımızda, Fransa'da yıllar boyu yaptığı hilelerle tanınan bir kulüp başkanı ve tribünleri tahrik etmeyi çok iyi bilen bir de kaleci var. Öylesine ikiyüzlü ki başkanları, Lyon'da sahaya inen kendi taraftarlarını savunurken, Bastia maçında rakip taraftarların sahaya inmesini bahane ederek 'hükmen galibiyet' isteyecek kadar da yüzsüz!
Dolayısıyla Beşiktaş takımı, yönetimi ve taraftarı, çok ama çok dikkatli olmalı.
Eğer Beşiktaş maçın ilk yarısında 2-3 farklı bulabilirse, ikinci yarıda kalecileri her türlü tahriki yapacaktır.
Çünkü çocuğun ruh sağlığı ciddi şekilde bozuk. Fair-play ile de uzaktan yakından ilgisi yok.
İşin birinci boyutu tahriklere dikkat etmek... İkinci önemli nokta ise taraftarın gerçek anlamda bir 12'nci adam olması. Şarkı türkü söylemek isteyen, 'Bu sevdadan vazgeçersek Allah belamızı versin' teranesini tezahürat zanneden, bu maça gelmesin.
Bütün gün yorulmamış, sesini dışarda harcamamış, dinamik, takımı ateşleyen, rakibi de ıslıklarla boğacak olan taraftarlara ihtiyacımız var. Öylesine birlik olunmalı ki; ıslıkta da coşkuda da yeni desibel rekorları kırılmalı.
İki bölümlü maç
Ve gelelim üçüncü noktaya, yani saha içine.. Bu maçın iki bölümü olacak.
Birinci bölümde biraz risk de alarak gol ve goller için yüklenmek zorundayız.
Cümbür cemaat saldırmayacağız ama gol atmamıza yetecek baskıyı mutlaka kurmalıyız.
O gol ya da goller geldikten sonra, ikinci maç başlayacak. İşte o noktada, Şenol hocanın hiç hata yapmaması lazım. Quaresma mı, Talisca mı, Oğuzhan mı; kim yorulup da o yorgunlukla saçmalamaya başlarsa; Beck'ten Necip'e kadar alternatifleri değerlendirip kanatları mutlaka ve mutlaka iyi kapatmalıyız.
Kanat bindirmesi yapamayan bir Lyon, yenilmesi en kolay takımlardan biri haline geliyor. Deplasmandaki ilk maçta Gökhan Gönül ve Beck'i arka arkaya oynatmış olsak, başka hiçbir değişikliğe girmeden Quaresma'nın yokluğunu telafi eder, maçı da kazanıp gelirdik.
Mitroviç fantezisi o karşılaşmada tüm hesaplarımızı bozdu.
Bu kez yüzde yüz doğru bir kadro çıkmalı ve değişiklikler de öyle yapılmalı.
Caner'in oynama ihtimali varsa, tüm maç eksikliğine rağmen o ihtimal değerlendirilmeli.
Tarihi bir gece yaşanacak yarın akşam Vodafone Arena'da. Ne futbolcunun, ne taraftarın, ne teknik adamın hata yapma, yenilen bir golden sonra pes etme, rakip ve hakemin tahrikiyle kart görüp takımı eksik bırakmak gibi lüksleri yok.
90 dakikayı her saniyesiyle hakkını vererek yaşayan bir Beşiktaş, bahsettiğim şekilde taraftar desteğini de yanında bulursa; ikiyüzlü Fransız başkana dersini vereceği gibi, Avrupa'yı da ayağa kaldırır.
Bunu yapacak gücümüz var, yeter ki inanalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.