Bu sistem Gomez’i çağırıyor
Beşiktaş geçen sezona göre çok daha temkinli bir sistemle oynuyor.
Ölü bölgede paslaşırken rakibin hatasını kollayan ve uzun ya da ara paslarla son darbeyi vurmayı hedefliyor Kartal.
Bugüne kadar da bunu başardı.
Peki başarırken zorlandı mı, evet zorlandı?
Bunun sebebi skor üstünlüğünü yakaladıktan sonra maçı bitirecek gollerin kaçırılması.
Aboubakar ya da Cenk bu derdin tam çaresi değil.
Mevcut sistem tek kelimeyle Gomez'i çağırıyor. Misal Galatasaray derbisinde Gomez olsa ikinci yarıda yakalanan altı pozisyonun yarısı gol olur ve iş biterdi. Adana'da ona keza, Gomez olsa maç 5-6 farkla sonlanırdı. Şenol hoca sistemini lafla anlatan değil, çok tekrarla duygusal zekayı harekete geçirip oyuncularının bilinç altına kodlar gönderen bir teknik adam.
Ancak harcanan emekler sonucu beklenen skorlar oluşmayınca, doğal olarak oyuncular da bir panik havası başlıyor, geriliyorlar. Bu derdin çaresi üstün oynanan bölümlerde farkı olabildiğine açmak. Bu da ancak büyük bir golcüyle olur, sıradan golcülerle değil.
O nedenle devre arasında sol bek ya da stopere enerji harcayanlar yanlışa düşer.
Tıpkı önceki sezon düştükleri gibi. Beşiktaş'ın öncelikle golcüye ihtiyacı var. Siz yakaladığını gol yapacak bir forvet bulun, stoper ya da sol bekinizin yapacağı hataları da rahat rahat telafi edersiniz.
Görmek isteyen varsa gerçek bu kadar açık ve nettir.
BENFİCA İLE FİNALİMİZ VAR
Şampiyonlar Ligi'ndeki gururumuz Beşiktaş bugüne kadar verdiği emeklerin karşılığını almak için Benfica karşısına çıkacak. Muhteşem taraftar önünde, iyi bir rakiple oynanacak zorlu bir maç olacak bu. Deplasmanda hakemin önce verip sonra iptal ettiği yanlış penaltı kararıyla galibiyeti kaçırmıştık. Şimdi telafi zamanı. Kartal bu maçı kazandığı anda gruptan çıkmayı garantiler.
Dolayısıyla gerçek bir final gibi oynanmalı bu oyun. Hem taraftar, hem futbolcu kenetlenmeli ve 90 dakika boyunca yeni bir destan yazmak için terinin son damlasına kadar savaşmalı herkes. Destanlar kolay yazılmaz, büyük emek, inanç, azim ve kararlılık ister. Beşiktaş'ta da tüm bunlar var. Geriye kalıyor futbol şansı. Umalım ki, Benfica maçında o da yanımızda olsun.
Papazın Çayırı'ndan imamın kayığına
Galatasaray-Fenerbahçe ezeli rekabeti papazın çayırında başlamış. O gün bugündür bu rekabet Galatasaraylı dostlara eziyet, Fenerbahçeli dostlar için ise hayatın en önemli sevinçlerinden biri olmuş. 18 yıldır deplasman galibiyetine hasret sarı-kırmızılı renkler. Papazın çayırında başlayan bu ızdırap anca imamın kayığında biter, görünen o.
VOLKAN RÖVANŞTA TAŞIYABİLECEK Mİ?
Volkan'ın Sabri'ye "Gel birlikte üçlü çektirelim" demesi bence son derece tatlı bir sataşma. Sabri de taşıyabildiği kadar taşımış. Yani abartılacak bir durum yok. Asıl soru şu; rövanşta benzeri bir mağlubiyet sonrası benzer bir espiri Volkan'a yapılırsa milli kaleci taşıyabilecek mi!? Taşırsa alkışlarız, aksi halde şu yaptığı önüne gelir, haberi ola.
GÖRDÜĞÜNÜ ÇAL BAŞTACI OL!
Adana-Beşiktaş maçında Ali Palabıyık iki hata yaptı, hem Beşiktaş aleyhine verdiği penaltı kararı yanlış, hem de kırmızı kart. Ancak bu yanlışları yalnız ve yalnız ekran başında tespit edebildik.
Yani hayatın akışı içinde gördüğümüz hakemin haklı olduğuydu.
Öyleyse Palabıyık'ı eleştirmem, biz çıplak gözle ne gördüysek, hakem de onu gördü ve çaldı.
Gördüğünü çalsın, hata yapsın başımıza taç yaparız. Bizim derdimiz gördüğünü çalamayıp, görmediklerini çalanlarla.
Tehlikeli olanlar da onlardır zaten.
RvP ve NANI
Geçen sezon "Böyle derbi görmedim" diyerek Fenerbahçe- Galatasaray rekabetine övgüler düzen Nani, memleketten ayrılınca "Sıradan bir maç, ben dahil dünyanın ilgisini çekmiyor!" demeye başladı.
O nedende Van Persie'nin, attığı iki golün heyecanıyla ezeli rekabete övgüler düzmesine pek aldırmamak gerek.
Gerçek fikrini gittiği zaman söyleyecek, o güne kadar beklemekte fayda var.
MİLLİ SOĞUK SAVAŞ
Milli Takım'da Fatih Terim'in, bin türlü eleştiriyi göze alarak yaptığı hamle Arda-Burak cephesinden aynı şekilde karşılık bulmadı. Bundan sonrası soğuk savaş dönemidir. Terim, Emre Belözoğlu'nun yokluğunda ayakların baş olduğunu gördü, şimdi tek çaresi Emre'ye milli davet gönderip taşları yerine oturtmak. Ondan sonra işler biraz daha yoluna girecektir.
500 MİLYON DOLAR
Futbolun yeni ihalesi 500 milyon dolar getirdi.
Daha önce yayın geliri katlanınca, kulüplerin borçları da katlanmıştı.
Yine öyle olursa, yandı gülüm keten helva.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.